24 Ekim 2013 Perşembe

Yaprak Suya Düşünce

Yaprak Suya Düşünce, Fannie Flagg tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Martı Kitabevi, Roman, 9786053481461, 496 Sayfa, Ağustos/2013

Kitabın 11. 12. ve 13.sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Birinci Bölüm
Büyük Karar
27 Ekim 2008, Pazartesi
Bugün Maggie'nin hayatının son beş yılını gözden geçirdiği o gündü; saplantılı bir biçimde düşündüğü demek daha doğru olur.
Ama şimdi bu noktaya gelmiş bir insan için ne kadar sakin olduğuna kendi de inanamıyordu. Bu anı hiç böyle hayal etmemişti; böyle bir durum bir romanda ya da filmde olsa böyle betimlenmezdi. En ufak bir duygu kabarması hissetmiyordu. Arka planda yüksek sesli müzikler çalmıyordu. Kimse göğsünü yumruklayıp dövünmüyordu. Hiçbir şey yoktu. Sadece son derece normal bir biçimde sona eren bir iş günüydü; tabii emlak işi ne kadar normal sayılırsa.
O sabah ofise gitmiş, pazar günü gerçekleştirilecek olan toplu ev gösterimi için gazete ilanları üzerinde çalışmış, satıştaki evlerden birinde çamaşır makinesinin, kurutucunun ve çirkin mi çirkin maymun şeklinde bir avizenin fiyata dahil edilmesi için pazarlık etmiş (ki alıcıların bu çirkin şeyi neden istediği tam bir muammaydı) ve birkaç telefon görüşmesi yapmıştı, fakat sıra dışı hiçbir şey olmamıştı. Bir süredir bunun yaklaştığının farkındaydı ama bu anın neden geçen ay ya da gelecek hafta bir gün değil de tam olarak o gün gelip çattığını bir türlü anlayamıyordu. Nasıl olduysa iki dakika önce Park Lane Çiçekçisi'nin pembe neon tabelasının önünden geçerken birdenbire zamanın geldiğim fark etmişti. Ne çanlar çalıyor ne de ıslıklar öttürülüyordu; sadece basit bir gerçeğin bir anda fark edilmesi işte. Durup yeşil ışığın yanmasını bekledi ve sonra Highland Bulvarı'na girip dökme demirden yapılma siyah bahçe kapısının önünde durdu. Kapıda şifreyi girdikten sonra parke taşlarıyla kaplı geniş avluya girdi.
Yabancı biri olsa kaldırımlar boyunca uzanan gaz lambalarının titreşen ışıklarını ve yan taraftaki duvarları örten sarmaşıkları gördüğünde, ilk bakışta buranın Birmingham şehir merkezine beş dakika uzaklıktaki Mountain Brook değil de Londra'da, alt kısmında ahırlar bulunan sıra sıra evlerin uzandığı küçük, antika bir sokak olduğunu düşünürdü. Mountain Brook gerçekten de Güney Amerika'dan ziyade İngiltere'ye ait bir yermiş gibi görünüyordu ve bu durum Maggie'nin şehir dışından gelen müşterilerini her zaman şaşırtırdı. Fakat burayı kuran demir, kömür ve çelik baronlarının çoğu ya İngiltere'den ya da İskoçya'dan gelmişti. Red Mountain'ın tam tepesinde bulunan ve şehri kuşbakışı gören Crestview, Maggie'nin bu mahalledeki en sevdiği evdi. İs-koçyalı bir adam tarafından inşa ettirilen bu ev aslında Edin-burgh'da yer alan bir evin birebir kopyasıydı.
Maggie birkaç saniye sonra açık mavi renkteki yeni arabasını kendine ayrılan alana park etti, çantasını ve anahtarlarını aldı ve şehir merkezindeki dairesine çıkan merdivenlere doğru yürümeye başladı. Şükürler olsun ki içeri girip kapıyı kapattığı zaman akşamüstü trafiğinin gürültüsü dinmiş ve yumuşak bir uğultuya dönüşmüştü. Maggie'nin dairesinin bulunduğu bina yirmili yıllarda inşa edilen, görkemli, kırmızı tuğla binalardan biriydi ve seksenli yıllarda şehrin bu kısmı kendini apartman çılgınlığına kaptırdığı zaman bağımsız daireler halinde yeniden düzenlenmişti. Maggie'nin evi Avon Terrace adındaki zarif, lüks bir yerleşim bölgesinde yer alan, ferah, kullanışlı, iki katlı bir konaktı. Koyu kahverengi parkeler cilalıydı ve halılar güzelce süpürülmüştü. Mutfak ve banyolar tertemiz, pırıl pırıldı. Öyle olmak zorundaydı çünkü tüm rezidanstan sorumlu kotasyon aracısı oydu ve onun dairesi diğer emlakçıların da potansiyel alıcılara gösterdiği model bir daireydi. Bugün her zamanki gibi fuayedeki küçük masanın üzerinde duran gümüş tabağın içindeki zarfları kontrol etmek yerine, direkt oturma odasından küçük çalışma odasına geçmiş ve masasının başına oturmuştu.
Bu mektubu elde yazması gerektiğini biliyordu. Böyle bir şey bilgisayarda yazılsa fazlasıyla yakışıksız olurdu.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder