25 Şubat 2014 Salı

Duvar

Duvar, Mustafa Angın  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Yolda Kitap, Roman, 9786054776115, 688 Sayfa, Ocak/2014


Kitabın 378. ve 379. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Duygu taksiden indi. Profesör Janet'ten aldığı adrese bir kez daha göz attı. Park meydanından trafiğe kapalı caddeye doğru yürüdü. Kentin bu bölgesine ilk kez gelmekteydi. İnsan kalabalığına şaşırarak yürümesini sürdürdü. Caddenin başına geldiğinde durdu. Eğimli bir caddeydi. Yüz metre ilersinde yalnızca hareket eden kafalar gözükmekteydi. Sert akan bir nehre girer gibi çekinik adımlarla caddeye girdi. Mağazalar, restoranlar, kafeteryalar, oyun salonları, sinemalar, pastaneler, bankalar, eczaneler ve pasajlar. Dikine inen caddeyi sağ yanına al, ikinci sokaktan içeri gir. Daha birinci sokak aralığına varmamıştı. Ancak sol tarafta sokaklar başlamıştı. Diğer tarafa yöneldi. Sokak kahveleri, barlar, kitapçı dükkânları, antikacılar, büfeler, kuaförler, şarküteri dükkânları, manavlar, piyango satıcıları, çiçekçiler, kestane pişirenler, patlamış mısır ve çörek satıcıları. Ana caddeye göre daha sıcak, daha hareketli, daha cıvıl cıvıldı. Ömründe bu kadar kalabalık görmemişti. Ara sokaktan yeniden ana caddeye çıktı. Benzer bir sokak aralığı daha. Burada daha çok ufak lokantalar, kafeler, içki satıcıları, berberler ve gürültülü barlar vardı. Kendini caddenin akışına bıraktı...
"Sinema sokağı neresi biliyor musunuz?"
"İki sokak yukarısı."
Birinci sokağın önünde durdu ... Birkaç adım içeri girdi.. . Sokak, dibine kadar barlarla doluydu. Kaldırım kenarlarına konan masalar havanın soğukluğuna rağmen doluydu... Gerisin geri çıkarak ikinci sokağın önünde durdu... Diğer sokaklardan çok daha genişti... Ağır adımlarla sokağın içlerinde kayboldu...
süre yumruklaması gerektiğini söylemişti... Avucunun içiyle kapıya birkaç kez vurdu. Herhangi bir yanıt ve ses duymadı. Bu kez botlarıyla birkaç tekme attı. Yeniden yumrukladı. Sökük bir kaldırım taşı dikkatini çekti. Tam eğilecekken kapı açıldı. Sakallı, gençten bir çocuktu. Ancak kapı aralığına kolunu koyarak geçmesini engelledi.
"Ne istemiştiniz?"
"Ben diğer sokağa... Sinema sokağına geçecektim."
"Yukarıdan dolanacaksınız."
"Bakın biraz rahatsızını. O kadar kalabalığın arasına..." Durdu, atkısını, kar gözlüklerini ve kasket tipi şapkasını çıkardı.
"Aaa! Siz! Siz gitar... Hay benim kaz kafam. Tişörtümü... İnanamıyorum! Bu bir düş olmalı... Elbette geçin. Çok özür dilerim."
Kapı gıcırdayarak arkasından kapandı...
"Sinemanın dağılma saatinde bu kapıyı açarız. Diğer zamanlarda kapalı kalır. Bilirsiniz, beleş girmek isteyenler bu kapıyı gözetler."
"Bir adınız var değil mi?"
"Tom."
"Beni içeri aldığın için teşekkürler Tom. Bugün üç gibi müsaitsen karşılıklı kahve içebiliriz."
"Be... benimle mi?"
"Komşu sayılırız. Bana vizyona giren ya da fantastik filmlerden söz edersin. Ben de senin sevdiğin parçalan..."
Çalarım diyemedi... Gitarı yoktu... Başının döndüğünü hissetti.
"Koluna girebilir miyim Tom"
"Elbette."
İki eliyle koluna asıldı. Sinema salonlarının önünden bowling salonuna geçtiler.
"Şimdi biraz daha iyiyim. Sağ ol Tom. Bundan sonrasını kendim gidebilirim. Unutma saat üçte kır kahvesinde olacağım. Hoşça kal!"
Tom elini kaldırdı. İki dakika sonra kır kahvesinin önündeydi.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder