29 Ağustos 2014 Cuma

Karşılaştırmalar

Karşılaştırmalar, Adalet Ağaoğlu tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Everest Yayınları, Deneme, 9786051417592, 319 Sayfa, Ağustos/2014

Kitabın 224. ve 225. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Ne kadar çabuk geçiyor, değil mi? Artık herkes bundan yakınıyor.
Önceleri zaman bu kadar çabuk akmazdı. Okula gider gelirdiniz; sokakta oynardınız; eve çıkar, elinizi yüzünüzü yıkar, üstünüzü değiştirirdiniz. Birşeyler yerdiniz. Akşama daha ne kadar çok zaman kalırdı!
Halının üstüne yüzükoyun "uzanır, çocuk dergilerinize bakardınız; kırları, uçurtmaları boyar, kâğıt bebekleri yine kâğıttan giysilerle giydirirdiniz; kurşun askerlerle oynardınız. Camın buğusuna şekiller çizerdiniz; orada bilinmeyen dünyalar hayallerdiniz.
Maydanoz unutulmuş olurdu; bir koşu manava gönderilirdiniz.'Saatlerce' ders çakşırdınız. Kibrit kutusundaki uğurböceğiniz sağsalim duruyor mu, durmuyor mu, diye bakardınız; yıkanmış çamaşırlar bahçedeki/balkondaki ipte tembel tembel sallanırdı. O taraftaki apartmanının oğlu, iki eli arasına gerdiği iple durmadan çaprazlar, dörtgenler, altıgenler yapar bozardı; sizin de zihin ekranınızdan çeşit çeşit şekiller, çizgiler geçerdi.
Mutfağa, annenizin yanına giderdiniz, bakalım akşama ne hazırlıyor, diye... O da size, "Hadi, al bakalım bir tane, sıcak sıcak ye; fakat fazla yeme, akşama tıkanırsın" der, kızarttığı pufbörek-lerinden bir tane uzatırdı. Onu yerken içinizden, ohoo, akşama daha yıl var, diye geçerdi. Radyoda fasıl heyeti başlamış olurdu; bu kadar uzun sürmüş bir günün, hiçbir şey olmadan cançekiş-meye başlamasını haber verirdi sanki...
Şimdi gün, nüfus kâğıtlarınız eskidiği için mi böyle kısaldıkça kısalıyor? Çok değil, on yıl önce bunda bir doğruluk payı bulunabilirdi. Ama bugün artık bakıyorsunuz, çocuklar, gençler de zamanın çok çabuk aktığından, hiçbir şeye yetişemediklerinden yakınıyor, henüz yayalar, söyleniyor: "Bari altımda bir arabam olsaydı!" Ve kupon kesiyor, kupon kesiyorlar.
Bazı gençler: "Bize ayaküstü yemek yenecek yerler yerine artık komprimeler gerek; çorba, hamburger komprimesi; fast fast fast foodlar" diyor. "Yahu, o kadar buz pateni yapmak istiyorum, daha gidip yerini göremedim." "Peki, yeni açılan otelin altındaki alışveriş, eğlence yerlerini gördün mü?" "Kurslardan, derslerden zaman mı kalıyor? Ömrümüz yollarda geçiyor!"
Doğru, zamanlarının çoğu, okullarıyla evleri arasındaki uzun yolculuklarda çalınıp gidiyor. Evde, TV kanalları arasından hangisini seçeceklerini şaşırdıklarından, "Artık her odaya bir renkli!" sloganının en ateşli destekleyicisi oluyorlar. Ders saatlerine eklenen kurs saatleri, kurs saatlerine eklenen spor salonları, spor giyim dükkânları... Evde pufböreği yenecek zaman mı var? Zaten yapan kim?
"Sabahları antrenmanım var.""Akşamüstü karatem var.""Öğleüstü bilgisayar kursundayım."Haftasonu kayağa gidiyoruz."
Onlar öyle oladursun, haftaiçi gibi, haftasonlarını da çok hızlı yaşayan bir başka kesim, sabah simit satmakta, öğlen ayakkabı boyamakta, öğleden sonra seyyar muz satıcılığı, ikindi yine simit, açma, akşamüstü sigara, selpak satıcılığı ederek ticaretlerden ticaret beğenip, o köşeden bu köşeye seğirtip durmaktadır. Borsada oynayan 'abi'leri apayrı bir 'stresteler' tabii.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder