29 Ağustos 2014 Cuma

Katedral

Katedral, Raymond Carver  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Can Yayınları, Öykü, 9789750722196, 229 Sayfa, Ağustos/2014
Kitabın 126. ve 127. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Ama bunu söylerken bile, yaklaşmakta olan geceden korkmaya başladı. Yatma hazırlıkları yapmaya başlayacağı andan ve sonrasında olabileceklerden korkmaya başladı. O zamana daha saatler vardı; ama şimdiden korkuyordu. Ya gecenin bir yarısı kazara sağ tarafına dönerse ve yastığa bastıran başının ağırlığı kulak kirini yeniden kulağının karanlık kanallarına tıkarsa? Ya başı tavandan birkaç santim uzakta uyandığında hiçbir şey duyamazsa?
"Ulu Tanrı'm," dedi. "Tanrı'm, korkunç bir şey bu. Inez, az Önce kâbus gibi bir şey gördüm. Inez, nereye gitmen gerekiyor?"
"Söyledim ya," dedi Inez, her şeyi çantasına geri koyup gitmeye hazırlanırken. Saatine baktı. "Bir yere geç kaldım." Kapıya yürüdü. Ama kapıda dönüp ona başka bir şey söyledi. Lloyd dinlemedi. Dinlemek istemiyordu. Kadının, söyleyeceği şeyi söylerken dudaklarının kıpırdamasını izledi. Inez lafını bitirdiğinde, "Hoşça kal," dedi. Sonra kapıyı açtı ve arkasından kapadı.
Lloyd giyinmek için yatak odasına girdi. Ama biraz sonra, üzerinde sadece pantolonu, telaşla çıkıp kapıya gitti. Kapıyı açıp orada durdu, kulak kabarttı. Alt kattaki sahanlıkta, Inez'in Mrs. Matthews'a yağ için teşekkür ettiğini duydu. Yaşlı kadının, "Bir şey değil," dediğini duydu. Sonra da onun, rahmetli kocası ile kendisi arasında bağlantı kurduğunu duydu. Onun, "Bana numaranızı bırakın. Bir şey olursa ararım. Hiç belli olmaz," dediğini
duydu.
"Umarım mecbur kalmazsınız," dedi Inez. "Ama yine de vereceğim. Yazacak bir şeyiniz var mı?"
Lloyd, Mrs. Matthews'un bir çekmeceyi açıp içini karıştırdığını duydu. Sonra o yaşlı kadın sesiyle, "Tamam," dedi.
Inez ona evdeki telefonlarının numarasını verdi. "Teşekkürler,' dedi.
"Sizinle tanıştığıma sevindim," dedi Mrs. Matthews.
Lloyd, Inez'in merdivenden inmesini ve sokak kapısını açmasını dinledi. Sonra kapının kapandığını duydu. Ortak arabalarını çalıştırıp uzaklaştığını duyana kadar bekledi. Sonra kapıyı kapadı ve giyinmesini tamamlamak için yatak odasına döndü.
Ayakkabılarını giyip bağcıkları bağladıktan sonra, yatağa uzanıp örtüyü çenesine kadar çekti. Kolları iki yanında, örtünün altındaydı. Gözlerini kapadı ve gece olduğunu farz etti, uykuya dalacağını farz etti. Sonra kollarını yukarı kaldırıp göğsünün üzerinde çaprazladı, bu pozisyonun hoşuna gidip gitmediğine baktı. Gözlerini kapalı tutarak denedi. Tamam, diye düşündü. Oldu. Kulağının yeniden tıkanmasını istemiyorsa, sırtüstü yatması gerekecekti, hepsi bu. Yapabileceğini biliyordu. Yalnız uykusunda bile unutmamalı ve yanlış tarafa dönmeme-liydi. Zaten tek ihtiyacı olan, gecede dört-beş saat uykuydu. Becerirdi. Bir erkeğin başına daha kötü şeyler gelebilirdi. Bir bakıma zorlayıcı bir durumdu. Ama gücü yeterdi. Yeteceğini biliyordu. Biraz sonra örtüyü fırlatıp ayağa kalktı.
Günün daha iyi kısmı hâlâ önündeydi. Mutfağa gitti, küçük buzdolabının önünde eğilip yeni bir şampanya şişesi çıkardı. Plastik mantarı şişeden olabildiğince dikkatli söktü; ama yine de şampanya açılırken o neşeli pıt sesi çıktı. Bebe yağının olduğu bardağı çalkaladı, sonra onu şampanyayla doldurdu. Bardağı kanepeye götürüp oturdu. Bardağı sehpanın üstüne koydu. Ayaklarım kaldırıp sehpaya, şampanyanın yanına uzattı. Arkasına yaslandı. Ama bir süre sonra, yaklaşmakta olan gece onu biraz daha endişelendirmeye başladı. Ya bütün çabalarına karşın kulak kiri öbür kulağını tıkamaya karar verirse? Gözlerini kapayıp başını iki yana salladı. Çok geçmeden ayağa kalkıp yatak odasına gitti.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder