27 Ağustos 2014 Çarşamba

Seçilmiş Kişi

Seçilmiş Kişi, Lois Lowry tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Arkadaş Yayınları, Edebiyat, 9789755097886, 167 Sayfa, Ağustos/2014
Kitabın 82. ve 83. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Kahvaltıda annesi, "İyi uyudun mu Jonas?" diye sordu. "Hiç rüya görmedin mi?"
Jonas yalnızca gülümseyerek başıyla onayladı. Yalan söylemeye hazır olmasa da, doğruyu söylemek de istemiyordu. "Çok derin uyudum," dedi.
Oturduğu sandalyeden Gabriel'in sallanan yumuk eline dokunmak için eğilirken, "Keşke birisi de öyle uyuyabilse," dedi babası. Sepet yerde Baha'nın yanında duruyordu; köşesinde, Gabriel'in başının hemen yanında duran yumuşak suaygırı, ifadesiz gözlerle bakıyordu.
"Keşke," dedi Anne başını çevirirken. "Geceleri çok huysuz."
Jonas her zamanki gibi deliksiz uyuduğu için gece bebeğin ağladığını duymamıştı. Ama rüya görmediği doğru değildi.
Uykusunda tekrar tekrar karla kaplı tepeden kaymıştı. Sanki varmaya çalıştığı bir hedef var gibiydi rüyasında. Kar kalınlığı yüzünden kızağın durduğu noktanın ötesinde, ne olduğunu çıkaramadığı bir şey.
Uyandığında, uzakta kendini bekleyen bir şeye uzanma isteğiyle, hatta bunun gerekli olduğu duygusuyla doluydu. Onun iyi olduğunu, hoşuna gideceğini, önemli olduğunu hissediyordu.
Ne var ki oraya nasıl ulaşacağını bilmiyordu.
Okul ödevlerini toparlayıp gün için hazırlanarak, rüyasının etkisinden sıyrılmaya çalıştı.
Okulda sanki bir farklılık vardı o gün. Dersler aynıydı; dilbilgisi ve iletişim; ticaret ve endüstri; bilim ve teknoloji; yurttaşlık bilgisi ve yönetim. Ama eğlence saatlerinde ve öğle yemeği için verilen arada, öbür yeni Onikiler ilk eğitim günlerini anlatmaya kaptırmışlardı kendilerini. Birbirlerinin sözünü keserek, o durumda söylenmesi gereken standart özür kalıbını telaşla sıralayarak ve sonra yeni deneyimleri anlatmanın heyecanı içinde yeniden her şeyi unutarak, bir ağızdan konuşuyorlardı.
Jonas dinliyordu. Eğitimiyle ilgili konuşmaması gerektiği konusunda yapılan uyarılar aklındaydı. Aslında bu zaten olanaksızdı. Ek Bina'daki odada neler yaşadığını, arkadaşlarına hiçbir şekilde anlatamazdı. Tepeyi ya da karı tanımlamadan kızak nasıl anlatılabilirdi ki? Kızağı ve karı da, yüksekliği, rüzgarı ya da o tüy gibi hafif, büyülü soğuğu asla hissetmemiş birine anlatmak olanaklı mıydı?
Dil açıklığı konusunda herkes gibi yıllarca eğitim görmüş olsa da, bir başkasına güneş ışığı deneyimini yaşatmak için hangi sözcükleri kullanabilirdi?
Bu yüzden Jonas için sessizce oturup dinlemek daha kolaydı.
Jonas okulda dersler bittikten sonra, yine Fiona'yla birlikte Yaşlılar Evi'ne sürdü bisikletini.
"Dün seni aradım," dedi Fiona. "Eve birlikte gidebiliriz diye düşünmüştüm. Bisikletin hala dışardaydı, biraz bekledim ama geç olduğu için eve döndüm."
"Seni beklettiğim için özür dilerim," dedi Jonas.
"Özrünü kabul ediyorum," diye yanıtladı Fiona otomatik olarak.
"Tahmin ettiğimden biraz daha uzun süre kaldım," dedi
Jonas.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder