6 Eylül 2014 Cumartesi

OrtaDirek Türküleri

OrtaDirek Türküleri, Uğur Mumcu tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Umag Yayınları, Siyaset, 9789758084517, 277 Sayfa, Aralık/2010
Kitabın 190. ve 191. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

ÖZAL'IN ŞANSI...
Basınımızda Özal'a "şans tanınması" yolundaki dileklere sık sık rastlanıyor. Aslına bakarsanız, Özal birçok bakımdan şanslıdır. Bu iktidar olanağı, kendisinin son şanslarından biridir. Basın Özal'a şans tanısa da tanımasa da o, iktidar olanağını sınırları çizilmiş bir alanda dilediği gibi kullanmasını bilecektir.
Peki ama sorulmaz mı, bu Özal'ın kaçıncı şansıdır?
Özal, 12 Mart öncesinin DPT Müsteşar'dır. Aynı Özal, 12 Eylül öncesinin DPT'yi elinde tutan tam yetkili Başbakanlık Müsteşardır. Yine aynı Özal, 12 Eylül sonrasının ekonomi ve maliyeden sorumlu Başbakan Yardımcısı'dır.
Eğer, 12 Mart öncesi Türk ekonomisi eleştirilecekse, eğer 12 Eylül öncesi ekonomik durum tartışılacaksa ve eğer yine 12 Eylül hükümetlerinin üç yıllık ekonomik politikası tartışma ve eleştiri konusu olacaksa, Özal'ın bu dönemlerdeki sorumluluğunu yok saymak hiç olası mıdır?
Özal'a bu dönemlerde hep "şans" tanınmıştır. Evet yine şans tanıyalım. Aslında bu, istesek de istemesek de bizim elimizde değildir. Özal, "üç partilik seçim yarışını" önde bitirmiş ve "tek başına iktidara gelme şansını" elde etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın seçimlere iki gün kala yaptığı konuşma ile Özal ile Çankaya arasında doğan "güven bunalımı" kısa sürede aşılmış ve ANAP iktidarına "yeşil ışık" yakılmıştır.
Bu "güven bunalımı"nın hiçbir sorun yaratmadan aşılmış olması da elbette olumlu sonuçlar doğurmuştur.
Seçimlerden önce yaptığımız ilk değerlendirmede, bu "güven bunalımı"nın sürmesi halinde ne yapılması gerektiği soru-suna yanıt aramış ve güven bunalımı siyasal bunalıma dönerse kuşkusu ile "erken seçim" olasılığından söz etmiştik. "Güven bunalımı"nın aşılmasından sonra "erken seçim" olasılığı da artık geride kalmıştır. Çözüm, bundan sonra yerel seçimlerde aranacaktır.
Bazı konulan çok açık biçimde konuşmakta yarar vardır. 6 Kasım öncesinde de belirttiğimiz gibi, bu geçiş döneminde siyasal partilerin niteliklerinden çok 6 Kasım seçimlerinin kendisi önem kazanmaktaydı. 6 Kasım seçimleri yapılmış ve bu sorun kendiliğinden çözülmüştür. Şimdi partilerin nitelikleri ön plana geçmiştir.
Şunu açıkça kabul etmek gerekir: Seçimlere yalnızca "uygun görülen üç parti" dışında, Anayasa'nın olağan dönem için öngördüğü "serbestçe kurulan" partilerin katılmaları halinde, bugünkü parlamento aritmetiği büyük ölçüde değişir ve ortaya bambaşka bir "milli irade" tablosu çıkar. Ve bu tablo, üç partinin katıldığı seçimlere göre daha demokratik olur.
Fakat ne yapalım ki, şimdilik seçim, bu üç parti arasındadır. "Güven bunalımı" da aşıldığına göre "erken seçim" olasılığı söz konusu değildir.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder