28 Nisan 2014 Pazartesi

Sağlığına Format At

Sağlığına Format At, M. Barış Muslu tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Doğan Novus, Kişisel Gelişim, 9786050919554, 328 Sayfa, Nisan/2014
Kitabın 184. ve 185. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Ya mikroplar?
Tüm bu senaryo içinde bulaşıcılık etkisi, mikroplar, virüsler nerede duruyor derseniz hemen yanıt verelim: Onlar zaten vücudumuzda her zaman belli oranda var. Beyin belli dönemlerde onları artırmaya ve "kullanmaya" karar veriyor. Yanlış okumadınız. Ben de yanlış yazmadım! İşte kitabımın en ezber bozan cümlelerinden birini daha okudunuz. "Kullanmak" dedim! Tashih, editörden kaçmış bir hata yok!
Koku tehdidi başlar başlamaz, beyin bir biyolojik
programa karar verirse stres döneminde mikrop ve virüslerin sayısı vücutta artıyor. Onlar vücudun ilgili yerinde üremeye
başlıyorlar. Bu, kuluçka dönemine denk geliyor.
Mikroplar ve virüsler bu dönemde asla aktif değiller. Aktif olmaları tamamen beyine bağlı. Beyin, programın iyileşme dönemine girilebileceğine karar verirse bunu gerçekleştiriyor.
Şunu sorgulayın... Kuluçka döneminin sonlarına doğru, hastalığın tam anlamıyla kendini belli etmesine birkaç saat kala vücudumuzda çok daha fazla mikrop ya da virüs var. Neden o an hastalık belirtisi yaşamıyoruz?
Burada klasik tıbbın verdiği açıklama, ünlü Türk komutanı Alparslan'ın savaşlarda kullandığı meşhur "hilal taktiğini" andırıyor. Sanki düşman orduları, virüs ya da mikroplar belli sayıya ulaşana kadar beklemişler, sonra bir "hilal" oluşturup düşmanı, yani bizi çevreleyip saldırmışlar gibi bir anlam ortaya çıkıyor!
İnanın ki, bu organizmalar ne açıklandığı kadar saldırganlar ne de "taktik" geliştirecek kadar zekiler. Düz mantık içerisinde, bu organizmalar eğer taktik içerisinde değillerse (olmadığı çok bariz), vücuda girip üremeye başladıkları andan itibaren yavaş yavaş artacak şekilde, hastalık belirtilerini başlatırlardı.
Yaşanan asla böyle değil. Bu organizmalar, gayet sessiz ve sakin bir şekilde, "o zaman" gelene kadar vücutta bekliyorlar. "O zaman" ne zaman derseniz, beynin karar verdiği an!
Aslında bu yaşanılan hastalık, beynin başlattığı ve aşamalarına kendi karar verdiği bir program. Mevcut bilgilerinizi çok zorladığımın farkındayım. "Beyin nasıl böyle bir şeye karar verebilir, kendini neden hasta ediyor?" diye düşünüyorsunuz, biliyorum. Ama en baştan anlattığını gibi beyin aşın korumacı şekilde, ilkel tehditlere yönelik tepkiler veriyor.
Şimdi bölümün başında sorduğumuz bazı soruları cevaplamaya çalışalım. Mesela, neden yılın tümüne baktığımızda belli bir mevsimde hasta oluyoruz?
Aslında çoğumuzun beyni kış aylarını tehlikeli görüyor! Özellikle bu mevsimi sevmeyen, daha önce de hastalanmış kişilerde, "Yeniden hasta olacağım, dikkat edeyim" korkusu zaten bir koku tehdidi yaratıyor. Yani korkunun kendisi bir koku tehdidi olarak algılanıyor ve böylece beyinde bahsettiğimiz biyolojik programı başlatıyor. İşte bu yüzden genelde bunu aklına bile getirmeyenler çok daha sağlıklı bir kış geçiriyorlar. Kısacası korkulan başa geliyor.
Bu konuda dikkatli olma isteği bazen işi kronikleştirebiliyor. Ancak sonunda 1-2 sezonu sağlıklı geçiren bir kişi, o döngüden çıkarak çok daha az grip olan birine dönüşebiliyor. Yılın belli zamanlarında hasta olmak, inanın en çok bununla ilgili... Kalıbı kırıp ters inancı bilinçaltı seviyesinde geliştirdiğiniz zaman, işe yarıyor.
Bu arada çevrenizde birisinin gripli olması da zaten bir şekilde, "Hava üzerinden bana da bulaşacak" gibi bir "koku tehdidini" tetikliyor. Ve korkulan başa geliyor. Ancak, "Ben asla grip olmanı" diye kalpten inanan biri; başkalarının, "Bağışıklık sistemi ne kadar da güçlü" diye bahsettiği biri olarak hayatına devam ediyor.
Bu onun başka hastalıklar yaşamayacağı anlamına gelmiyor. Eğer aile büyüklerinde başka hastalıklar mevcut olduğu için onları geçirebileceğine inanıyorsa ve bol travmalı zor bir hayatı varsa onun da "o güçlü bağışıklık sistemi" pek bir işe yaramıyor.
Daha önce bahsettiğimiz gibi, bağışıklık sistemi, öyle "portakal suyu" içerek, vitamin takviyesiyle tavana vurdurulabilecek bir "endeks" değil!
Bunun yanında uçak yolculuklarında hastalanmamızın sebebi de sadece virüsler, mikroplar ve havalandırma değil.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder