7 Aralık 2012 Cuma

"Ben deliliğe düşkün bir yazarım"


"Hayata bir Leylâ Erbil molası..."

"Ben onunla tanıştığımda (Sait Faik) (953 sonu-54 başı olmalı) hayranlığım do­ruktaydı. Utana sıkıla kendi şiir ve hikâyelerimi okudum. Şiirlerimi eleştirdi, hikâyelerimi övdü. Alıngan, sinirli, dürüst, utangaç ve alabildiğince alçakgönüllü bir adam… Yüreklendirdi beni; ben de kararımı düzyazıdan yana koydum. Oysa aynı yıllarda Ahmed Arif şair oldu­ğumda ısrar ediyordu…

1959′da ilk hikâyelerim Hallaç’ta S. Faik ve Beckett etkisinde kala­cağım korkusuyla epeyi bocalamışımdır. Birilerine benzemeyi, onları taklit etmeyi, kendi benliğimi bulmadan başkalarının açtığı yoldan arz-ı endam etmeyi bir çeşit hak yemek saydığımdan onların adını anma­dan çıkaramazdım kitabımı. Şükran duygumu böylece belirtmiş ol­dum. S. Faik gene aynı yıl, 954′te beni derinden etkileyecek bir başka şair’le, Kont de Lautreamont’la tanıştırdı beni!

Elbette anlaşılacağı gibi kaynaklarımdan biri Sait Faik’tir. Ancak S. Faik’ten önce okuduğum, etkilendiğim yazarlar da var! Dostoyevsky, Kafka, Sartre, Shakespeare vb… belki bunlar kadar beni etkileyen başka şeyler: mahallemizde çocukluğumda hep rastladığım bir deli kadının bağıra çağıra tekrarladığı sözler, bir magician’ın elime geçen defteri, küçükken kar­şılaştığım ve dayanmakta zorluk çekti­ğim korktuğum buyrukçu, yasakçı in­sanlar (bunlar daha sonra örneğin yürü­yüşlerde, Sivas’ta ve mecliste seyretti­ğim kana susamış adamlardı) var. Neyse ki dünyamı ısıtan şairler şairler şairler!.. Belki en önemli kaynaklarım erken kar­şılaştığım komünist insanlar, arkadaşla­rım ve iki imza; Marx ve Freud!"

Yılmaz Varol'un Leylâ Erbil röportajı olan "Ben deliliğe düşkün bir yazarım"dan bir alıntı.

Görsel: Sait Faik, Leylâ Erbil.

- Kitap Galerisi -

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder