14 Ocak 2013 Pazartesi

"Yerdeniz Büyücüsü'nden bir bölüm..."


O, bu şekilde karanlıklar içinde sessiz yatarken, bir sis örerek bir sürü gölge sayesinde Karglı cengâverleri korkutup kaçıran delikanlının öyküsü, tüm Kuzey Yakası Vadisi'nde, Doğu Ormanı'nda, yüksek dağlarda, dağların ardında, hatta Gont'un Büyük Limanı'nda bile anlatıldı. Böylece Armouth'daki kıyımın beşinci gününde Onakçaağaç köyüne bir yabancı geldi: Başı açık, pelerinli, kendi boyunda meşe bir asa taşıyan, ne genç ne yaşlı bir adam. Çoğu insan gibi Ar yolundan çıkarak değil, daha yüksek dağlardaki ormandan inerek geldi. Onun bir büyücü olduğunu hemen anlayan köyün kadınları, adam dertlerine deva olabileceğini söyleyince, onu doğruca tunçustasının evine getirdiler. Oğlanın babası ve teyzesi dışında herkesi dışarı çıkaran Yabancı, sadece, karanlıklara dalmış gözlerle yatan Duny'nin karyolasının üzerine eğilip, elini oğlanın anlına koyup, dudaklarına bir kez dokundu.

Duny, etrafına bakınarak yavaş yavaş doğruldu. Kısa bir süre sonra da konuştu; kuvveti ve açlık hissi geri gelmeye başladı. Ona yemesi ve içmesi için bir şeyler verdiler. Kara gözlerini yabancıdan alamayan Duny, tekrar yattı.

Tunçustası, yabancıya, "Sen pek öyle sıradan bir adama benzemiyorsun," dedi.

"Bu çocuk da sıradan bir adam olmayacak," diye cevap verdi diğeri. "Onun sis ile yaptığı kahramanlıklar, yaşadığım yer olan Re Albi'ye kadar geldi. Buraya ona adını takmaya geldim, tabii eğer dedikleri gibi henüz erkekliğe adımını atmadıysa."

Cadı tunçustasına, "Enişte, bu adam mutlaka Re Albi Büyücüsü Sessiz Ogion'dur; zelzeleye dizgin vuran adam..." diye fısıldadı.

"Beyim," dedi büyük isimlerden çekinmek gibi bir huyu olmayan tunçustası, "önümüzdeki ay oğlum on üç yaşında olacak ama biz Geçiş'i, bu kış, Gündönümü eğlentilerinde gerçekleştirmeyi düşündük."

"Bırakın bir an önce bir ismi olsun," dedi büyücü, "çünkü bir isme ihtiyacı var. Şimdi başka bir işim var, fakat sizin seçtiğiniz gün geri geleceğim. Ondan sonra giderken, eğer uygun görürseniz onu da yanımda götüreceğim. Eğer uygun olduğunu kanıtlayabilirse, onu çırağım olarak yanıma alacağım veya yeteneklerine göre eğitilmesini sağlayacağım. Büyücü olarak doğmuş birinin aklını karanlıkta bırakmak tehlikelidir."

Ogion çok kibar ama kesin bir tarzda konuşuyordu; dikkafalı tunçustası bütün söylediklerini kabul etti.

Oğlanın on üç yaşını doldurduğu gün, daha parlak yapraklar ağaçların dallarından düşmeden, sonbaharın güzelliklerinin yeni yeni yaşanmaya başladığı günlerde, Ogion Gont Dağı'ndaki gezilerinden, köye geri döndü; böylece Geçiş töreni yapıldı. Cadı oğlandan, annesinin ona bir bebekken vermiş olduğu Duny ismini geri aldı. Çocuk isimsiz ve çıplak olarak yüksek uçurumların dibinden fışkıran Ar'ın soğuk kaynaklarına girdi. O suya girerken, güneşin önünden su bulutları geçti ve gölcükte çocuğun etrafındaki suların üzerinde büyük gölgeler kayıp oynaştı. Çocuk bu canlı ve çivi gibi suda, soğuktan titrese de, davranması gerektiği gibi, yavaşça ve dimdik yürüyerek karşı kıyıya geçti. Kıyıya gelince, kendisini beklemekte olan Ogion elini uzattı ve oğlanı kolundan kavrayarak ona gerçek ismini fısıldadı: Ged.

Böylece adı, güçlerin kullanımı konusunda çok zeki olan birisi tarafından takılmış oldu.

Daha eğlentilerin bitmesine çok varken; daha bütün köylüler bol yiyecek ve içecek bira ile Vadi'den gelen bir okuyucunun söylediği Ejderha Efendilerinin Kahramanlıkları türkülerini dinleyerek eğlenirken, büyücü alçak sesle Ged'e "Haydi oğlum. Köy halkıyla vedalaş, bırak onlar eğlensinler," dedi.

Ged, babasının kendisi için yaptığı tunç bıçak, sepicinin karısının ona göre diktiği deri bir kaban ve teyzesinin onun için tılsımladığı akçaağaçtan bir bastondan ibaret olan eşyasını aldı. Pantolonu ve gömleğinden başka, bütün sahip olduğu şeyler bunlardı. Hepsiyle vedalaştı; dünyada tanımış olduğu tüm insanlarla. Nehrin kaynaklarının yukarısında, uçurumun altına dağılmış köye bir kez baktı. Sonra yeni ustasıyla, bu dağlık adanın dik ormanları, aydınlık sonbaharın yaprakları ve gölgeleri arasından yola koyuldu.

Ursula K. Le Guin, Yerdeniz Serisi, Yerdeniz Büyücüsü, "Sisteki Savaşçılar", Sayfa 18, 19. Çev. Çiğdem Erkal İpek, Metis Yayınları.

Bu alıntı tanıtım amacıyla yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder