22 Şubat 2013 Cuma

Jo Nesbo - Nemesis

# Jo Nesbo - Nemesis #

1

Plan

Öleceğim. Bu çok saçma. Plan bu değildi, en azından benim planım bu değildi. Belki de baştan beri bu noktaya doğru ilerliyordum farkında olmadan. Benim planım bu değildi. Benim planım daha iyiydi. Benim planım mantıklıydı.

Bir tabanca namlusuna bakıyorum ve oradan geleceğini biliyorum. Ölümün elçisinin. Kayıkçının. Son kez gülme vakti. Tünelin ucunda ışık görürsen, o titreşen bir alevdir belki de. Son kez gözyaşı dökme vakti. Sen ve ben bu hayatı güzelleştirebilirdik. Planı uygulasaydık. Son bir düşünce. Herkes hayatın anlamını soruyor, ama ölümün anlamını soran yok.

                                       

2

Astronot

Harry yaşlı adamı astronota benzetti. Komik, kısa adımlar, katı hareketler, siyah, donuk gözler ve parke zeminde sürünen ayakkabılar. Adam yerle temasını yitirmekten, havalanıp uzaya doğru süzülmekten korkuyordu belki de.

Harry çıkış kapısının tepesinde, beyaz duvarda asılı saate baktı. Pencerenin ardında, Bogstadveien'daki cuma kalabalığında, insanlar çabuk çabuk geçip gidiyordu. Alçalmış ekim güneşi, iş çıkışı saatinde uzaklaşan bir arabanın yan aynasından yansıyordu.

Harry yaşlı adama odaklandı. Şapka ve acilen yıkanması gereken zarif, gri pardösü. Altında tüvit ceket, kravat ve jilet gibi ütülenmiş eski, gri bir pantolon. Topuklarına kadar her yeri cilalanmış ayakkabılar. Majorstuen'da sürüsüne bereket emeklilerden biri. Tahmin değildi bu. Harry, August Schulz'un, savaş sırasında Auschwitz'te geçirdiği dönem sayılmazsa, hayatı boyunca Majorstuen'da yaşamış, 81 yaşında, emekli bir giyim perakendecisi olduğunu biliyordu. Adamın dizlerindeki katılığın sebebiyse, her gün kızını ziyarete gidip gelirken geçtiği Ringveien üst geçidinden düşmüş olmasıydı. Kollarını doksan derece açıyla öne uzatması, adamın büsbütün mekanik bir oyuncak gibi görünmesine yol açıyordu. Sağ kolunda kahverengi bir baston asılıydı, sol elindeyse 2 numaralı veznedeki kısa saçlı, genç adama uzattığı hesap cüzdanı vardı. Harry vezne görevlisinin yüzünü göremese de, onun yaşlı adama sempatiyle sinir karışımı bir ifadeyle baktığını biliyordu.

Saat artık 15.17'ydi ve nihayet August Schulz'un sırası gelmişti.

1 numaralı veznede oturan Stine Grette, az önce çekini bozdurmuş olan mavi yün şapkalı delikanlıya vereceği 730 kronu sayıyordu. Banknotları bankoya birer birer koydukça, sol yüzük parmağındaki elması ışıldıyordu.

(...)

O sırada kapı açıldı, biri uzun, diğeri kısa boylu, bir örnek iş tulumları giymiş iki adam uzun adımlarla bankaya girdiler. Stine Grette başını kaldırdı. Harry saaatine bakıp saymaya başladı. Adamlar Stine'nin oturduğu köşeye doğru koştular. Uzun boylu adam su birikintilerinin üstünden geçermiş gibi, kısa boylu olansa gereğinden fazla kas yapmış biri gibi yuvarlanırcasına yürüyordu. Mavi şapkalı delikanlı yavaşça dönüp ön kapıya doğru yürümeye başladı; para saymakla öyle meşguldü ki iki adamı görmedi.

Uzun boylu adam, Stine'ye "Selam" diyerek siyah bir çantayı bankoya pat diye koydu. Kısa boylu adam aynalı güneş gözlüğünü iterek yüzüne oturttu, dosdoğru yürüyüp çantanın yanına aynısından bir çanta koydu. "Para!" diye ciyakladı. "Kapıyı aç!"

-----

Jo Nesbo Nemesis, Çev. Dost Körpe, Editör: Hülya Balcı, Roman / Polisiye, Ocak 2013, Doğan Kitap.

Bu alıntı tanıtım amacıyla yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder