16 Mart 2013 Cumartesi

Doğu Batı Mimesis

# Doğu Batı Mimesis #

Auerbach İstanbul'un güzelliklerinin keyfini sürmek veya Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sırasında İstanbul'un yaşadığı dönüşümü incelemek için gelmiş bir turist, sıradan bir gezgin değildi elbet. O bir Romanoloji profesörüydü ve kendisine kalsa belki de Almanya'yı hiç terk etmeyecekti. Ama bir yıl önce, Ekim 1935'te korktukları başlarına gelmiş, Marburg Üniversitesi idarecilerinden biri onu ve eşi Marie'yi görüşmeye çağırmıştı. Auerbach ne olacağını gayet iyi biliyordu. Daha yeni yürürlüğe giren Nürnberg yasaları, Nazilerin onu "tam Yahudi" ilan edip "Ari ırktan olmayanlar" kategorisine sokmasını, dolayısıyla da vatandaşlık haklarından mahrum edip sürgüne zorlamasını mümkün kılıyordu. İdareci, Auerbach'tan bu kategoriye uyduğunu onaylamasını istemişti. Alman Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan kararnameye göre, bu kategoride olması Auerbach'ın Marburg Üniversitesi'yle ilişiğinin kesilmesine yeter de artardı. Auerbach ise kendisi gibi I. Dünya Savaşı gazisi Yahudilere tanınan istisnai statüyü düşünmüş, iki yıl boyunca paçayı kurtarma umuduyla yaşamıştı. Korkulan mektup ertesi gün eline ulaştığında, Roman Dilleri ve Edebiyatları bölüm başkanlığından alındığını kesin olarak öğrenmiş oldu. Auerbach, ailesi için tek çarenin Almanya'yı terk etmek olduğunu gönülsüzce kabullenmek zorunda kalmıştı: Daha fazla ayrımcılıktan ve insanlık dışı muamelelerden kaçmak ve hatta hayatta kalmak için, Marie, genç yaştaki oğlu Clemens ve kendisi için tek yol sürgündü.

                                              

Elinizdeki kitap, Nazi zulmünden kaçıp Müslümanların hâkim olduğu bir topluma sığınan Auerbach gibi hümanist biliminsanlarının düştüğü müşkül durumun izini sürüyor. İlerledikçe, sürgünün güzergâhının daha kapsamlı olan bir dizi tarihsel kuvveti; bir yanda onları faşist Almanya'dan kovan, diğer yanda da onları Türkiye'de bir kültürel yenilenme programı için işlevsel hale getiren kuvvetleri temsil ettiğini göreceğiz. Hükümetin ve yükseköğretim kurumlarının ülkenin modernleşme reformlarını desteklemek adına filologlara, felsefecilere, tarihçilere, mimarlara, doğa bilimcilere, iktisatçılara ve müzisyenlere iş teklifi götürdüğü Türkiye, 1933'ten itibaren, Alman üniversitelerinden kovulan –Leo Spitzer, Alexander Rüstow, Ernst von Aster ve Hans Reichbach gibi– nice biliminsanı için bir sığınak olmuştur. Yükseköğretimde laikleşmeyi ve modernleşmeyi desteklemek için, tek başına İstanbul Üniversitesi bile farklı disiplinlerden kırk Alman bilimci istihdam etmiştir. Auerbach bu kafileye 1936'da, ülkenin en önde gelen Yabancı Diller Okulu'nun başına geçerek katılmıştır. Auerbach'ın İstanbul'da görev yaptığı on bir yıl boyunca, Türkiye siyaset, kültür ve eğitim alanlarında çok önemli değişiklikleri yürürlüğe sokmuştur. Aynı dönemde Avrupa ise savaşın getirdiği yıkımlarla sarsılmaktadır.

Doğu Batı Mimesis, Nazilerin "Alman olmayanlar" kategorisine soktuğu Alman-Yahudi bir filoloğun, çoğunluğun Müslüman olduğu bir toplumda nasıl bir sürgün deneyimi yaşadığını sorguluyor. Böyle bir yerin bir Yahudiye yuva olması mümkün müydü? Tarihte benzer misafirperverlik örnekleri var elbet: 15. yüzyıl sonlarında Osmanlı İmparatorluğu, İber Yarımadası'nda gördüğü zulümden kaçan Sefarad Yahudilere kucak açmıştır. 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin de bu geleneğe dayanarak Avrupalı Yahudileri buyur etmesi şaşırtıcı değil öyleyse. Ama aynı Osmanlı İmparatorluğu' nun kendi topraklarında yaşayan etnik ve dini azınlıklara karşı düşmanca bir tavır takındığını da unutmamak lazım. Zira I. Dünya Savaşı sırasında zulüm gören, tehcir edilen ya da öldürülen Ermenilerin sayısı bir milyondan fazladır. 20. yüzyıl başlarında Osmanlı Türkleri arasında yaygın hale gelen etnik-dini milliyetçilik, cumhuriyet döneminde Ortodoks Rumların konumunu da etkilemiştir. 1924'te, bu süreç Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesiyle sonuçlanmıştır: Türkiye, topraklarında yaşayan Ortodoks Rumları sınırdışı edip yerlerine Yunanistan sınırlarında yaşayan Müslümanları yerleştirmiştir.

Doğu Batı Mimesis - Auerbach Türkiye'de, Kader Konuk, Çev. Can Evren, Edebiyat / Eleştiri, Mart 2013, Metis Yayınları.

Bu alıntı tanıtım amacıyla yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder