25 Nisan 2013 Perşembe

Gogol - Dikanka Yakınlarında Bir Köyde Akşamlar

Dikanka Yakınlarında Bir Köyde Akşamlar, Everest Yayınları'nın Everest Klasikler dizisinden yayımladığı Nisan 2013 tarihli bir öykü kitabı. Rus edebiyatının devi Gogol tarafından yazılan öyküler aynı zamanda Gogol'ün Everest Klasikler'den çıkan dördüncü kitabı olma özelliğini taşıyor. Gogol'ün Everest'ten çıkan önceki kitapları: Taras Bulba, Ölü Canlar, Petersburg Öyküleri. Dizinin editörlüğü Berrak Göçer'e, kitabın Türkçesi Kayhan Yükseler'a ait.

                                         

Soroçinets Panayırı

- 1 -

Bu ev bana hüzün veriyor,
Bu evden al götür beni,
Kızların gürültülü dans ettiği,
Delikanlıların neşeyle
eğlendikleri yere!

Eski bir efsaneden

Ukrayna'da yaz günleri ne kadar büyüleyici ve muhteşemdir! Gün ortasının derin bir sessizlik içinde pırıl pırıl parladığı o dayanılmaz kavurucu saatleri... Yeryüzüne tutkulu bir kubbe gibi alçalan uçsuz bucaksız mavi okyanus, havadan kollarıyla onu kucaklayıp sımsıkı sararken tepeden tırnağa erinç içinde uykuya dalmış gibidir. Gökyüzünde tek bir bulut yoktur. Ne de tarlalarda bir seda... Her şey sanki ölmüştür; sadece yukarılarda, göğün derinliklerinde bir çayır kuşu kanatlarını çırpar ve berrak ötüşleri havada basamaklarından uçar gelir sevdalı yeryüzüne. Zaman zaman da bozkırda bir martı çığlığı ya da bir bıldırcının ahenkli sesi yankılanır. Bulutları tutan meşe ağaçları amaçsız dolaşmaya çıkmışlar gibi, dikilip dururlar tembel, kaygısız... Güneş ışınlarının göz kamaştıran vuruşları, yaprakların göz alıcı kümelerini diğerlerinin üzerine gece gibi karanlık bir gölge çekerek tutuşturur birden; ama kuvvetli bir rüzgâr estiğinde bu karanlık gölgeden altın fışkırır adeta. Dal gibi ayçiçekleriyle çevrili alacalı bulacalı bostanların üzerinde semavi böceklerin zümrütleri, topazları, yakutları dökülür. Tarlalarda tınaz yığınları ve altın rengi buğday demetleri konaklar ve göç edip giderler tarlaların sonsuzluğunda... Kiraz, erik, elma, armut ağaçlarının, meyvelerinin ağırlığından eğilmiş kalın dalları... Gökyüzü ve onun lekesiz aynası - gururla yükselen yeşil bir çerçevede ırmak... Ne tutkularla, gönençle doludur şu Ukrayna'nın yazları!

Bin sekiz yüz yılının... sekiz yüz... her neyse, sıcak ağustos ayının günlerinden biri böylesine bir ihtişamla ışıldıyordu. Evet, bundan otuz yıl önce olacak, yol, Soroçinets kasabasına on kilometre kala, tüm yakın köylerden, uzak çiftliklerden panayıra yetişmek için acele eden insanlarla kaynıyordu. Çumaklar daha sabahtan upuzun bir kuyruk oluşturmuşlardı. Samana sarılmış bir araba dolusu çanak çömlek, içeriğinden ve bilinmez oluşundan utanıyormuş gibi ağır ağır ilerliyordu; yalnız ara sıra, göz alıcı resimlerle süslü bir çanak ya da makitra arabanın yüksek yerine yapılmış parmaklıktan böbürlenerek gösteriyordu kendini ve lüks düşkünlerinin dokunaklı bakışlarını üzerine çekiyordu. Gelip geçenler, malının arkasından ağır adımlarla yürüyen bu değerli kapların sahibi uzun boylu çömlekçiye gıptayla bakıyorlardı. Adam kilden yapılmış bu gösteriş düşkünü hoppa kaplarının açılan yerlerini, onların nefret ettiği samanla bir güzel sarıyordu.

----

Nikolay Vasilyeviç Gogol, Dikanka Yakınlarından Bir Köyde Akşamlar, Çev. Kayhan Yükseler, Nisan 2013, Everest Yayınları.

Bu alıntı tanıtım amacıyla yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder