20 Mayıs 2013 Pazartesi

Peter Weiss - Direnmenin Estetiği | Kitaptan okuma parçası

# Peter Weiss - Direnmenin Estetiği | Kitaptan okuma parçası #

Direnmenin Estetiği yazım tekniği, kullandığı dil ve anlatım biçimiyle çok farklı ve katmanlı bir roman. Sekiz yıllık bir aranın ardından Direnmenin Estetiği bu sefer İletişim Yayınları'ndan Çağlar Tanyeri ve Turgay Kurultay çevirisi, Ekrem Buğra Büte'nin editörlüğüyle okurlara ulaşıyor.

                                    

Direnmenin Estetiği

Birinci Cilt

- 1 -

Dört bir yanımız taşın içinden kabaran insan bedenleriyle çevriliydi, bazıları öbek öbek birbirlerine sarmalanmış figürler, bazıları da varlıklarını ancak kolsuz, bacaksız ve başsız bir gövdeyle, desteklenmiş bir kolla, çatlamış bir kalçayla, dökülen bir doku parçasıyla belli eden kırık kalıntılar; geriye kaykılmışlıklarıyla, kaçmakta ve saldırmakta oluşlarıyla, birbirlerini koruyuşlarıyla, parmaklarının ucunda yükselişleri veya iki büklüm duruşlarıyla savaştıkları her hallerinden belli olan gövdeler; yere serilmiş ölülerin bile yalın ayaklarıyla, dönük sırtlarıyla, baldır konturlarıyla katıldıkları tek, ortak bir devinim. Boz duvarın içinden fırlayan, yetkinliği ve bütünlüğü ancak anılarda kalmış, taştaki biçimleri silikleşmeye yüz tutmuş devasa boyutlarda bir boğuşma.

Bir şey tutmak ister gibi pütürlü yüzeyin içinden uzanan ve ancak aradaki boş kısımdan sonra omzuyla birleşen bir el; kıvırcık sakalların çerçevelediği, ağzı ardına kadar açılmış, gözleri boş boş bakan kırık dökük ve derin çatlakların açıldığı bir yüz, bir giysinin kat kat kıvrımları; zamanın yıkı etkisiyle her şey nihayetine ermek ve kaynağına dönmek üzere. İfadelerini korumayı başarmış olan ayrıntılar, bütünün anlaşılmasını sağlayan ve dağılmaya yüz tutmuş kalıntılar, kasların ve kas liflerinin can verdiği parlak bir pürüzsüzlüğün yanı sıra ne olduğu belirsiz çıkıntılar, gerilmiş koşumlarıyla atlar, yuvarlak kalkanlar, fırlatılmaya hazır mızraklar, işlenmemiş oval bir taştan başka bir şeye benzemeyen, ortadan ikiye yarılmış bir kafa, gerilmiş kanatlar, zaferle kalkan bir kol, figürlerden birisi sıçrarken ortaya çıkan ve çevresinde giysi kumaşları dalgalanan bir topuk, artık yerinde olmayan kılıcı tutan sıkılmış bir yumruk, insanların böğürlerine ve enselerine dişlerini geçirmiş uzun tüyleri salkım saçak av köpekleri, sadece ucu kalmış parmağıyla üstüne atlamakta olan hayvanın gözlerini gösterirken yere düşmekte olan bir adam, savaşçı kadınlardan birini korumak için saldırıya hazır pençeleriyle onun önüne atlamakta olan bir aslan, kuş pençeli eller, pörtlek alınlardan fırlayan boynuzlar, birbirlerine dolanmış, üstleri pul pul bacaklar, her yanda bellere ve oyunlara dolanmış, dillerini oynatan, keskin dişlerini göstererek çıplak göğüsleri sokan yılanlar.

Bir yandan eski canlılıklarını yitirmekte olan bu insan eseri yüzler, bu parçalanmış görkemli eller, donuk kaya kütlesinin içine çekip gözlerden sakladığı bu kocaman kanatlar, bu taş bakış, çığlık atmak üzere ardına kadar açılmış bu ağızlar, bu koşuşturma, bu tepinmeler ağır silahların bu darbeleri, zırhlı tekerleklerin bu dönüşü, saçtıkları şimşekler, bu ezip geçmeler, bu şahlanışlar ve yıkılışlar, pütürlü taş kütlesinden çıkıp yükselmek için harcanan bu sonsuz çaba. Öte yanda saçların zarif bukleleri, hafif giysilerin bedenleri sarışındaki incelik, kalkan kayışlarındaki ve miğfer kenarlarındaki işlemeler, acımasız bir mücadelenin, keskin kılıçların mahşeri içine düşmüş okşanası bedenlerin yaydığı ışığnı yumuşaklığı.

Birbirlerini tutan, iten, ezen, boğazlayan donuk çehreli figürler, atlarından kayıp düşerken dizginlere dolananlar; bir aynda keskin kılıçlar karşısındaki korunmasız çıplak tenler, öte yanda soylu ve tanrısal bir soğukluk, bir yanda bir deniz canavarının, bir zümrüdüankasının, bir Kentauros'un yenilmezliği, öte yanda acı ve umutsuzluktan çarpılan yüzler; mahşerî bir boğuşma hali; inceleyici gözlerle baktığımız bu kabartma frizindeki bedenleri türlü şekiller alan bu figürler tanrısal bir hükmü yerine getirir gibi çılgınca bir şiddetle birbirlerine saldırırken kıpırtısız ve umursamazdılar, duyulmayan bir böğürtüyle bağırıyorlardı, hepsi acıyla başkalaşırken ürküntü halinde ve sabırla, sürgit bir boyun eğme ve sürgit bir başkaldırı içinde uyanışı bekliyor, üstlerine gelen tehlikeyi bertaraf etmek ve son noktayı koymak için olağanüstü bir güç harcıyorlardı.

---

Peter Weiss - Direnmenin Estetiği | İletişim Yayınları, Roman, Çev. Çağlar Tanyeri, Turgay Kurultay, 847 sayfa, Mayıs 2013.

Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder