Doğmayan Hürriyet

Doğmayan Hürriyet

Doğmayan Hürriyet - Yarıda Kalan İhtilal, Hasan Amca | Alfa Yayınları, Tarih / Anı, 550 sayfa, Temmuz 2013. 9786051067353.

Bütün hayatını haksızlıkla savaşmaya adamış, memleketin cesur, fedakâr, gözü pek, yüreği yumuşak bir insanı Hasan Vasfi Kıztaşı… 

Hasan Amca hayatına mücadeleyle başladı mücadele içinde sürdürdü. Meşrutiyet’in ender ihtilalcilerinden biri tarihin sayfalarına sığmadı.

Anıları bugüne dek gazete, dergi sütunlarında kalan Hasan Amca’nın eserleri tek kitapta buluştu. Bilinmeyen bir hürriyete doğru mücadele yılları ve Meşrutiyet ilanı: Doğmayan Hürriyet.

Hasan Amca (Hasan Vasfi Kıztaşı, 1884 İstanbul, 1961)

Kuleli Askeri Lisesi'nden mezun olmuştur. Bir süre Tıbbiye'ye devam etmişse de bitirmemiştir. Sultan badülhamit dönemi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin uygulamaları, Meşrutiyet'in ilanı, 31 Mart Vakası, Bâbıâli Baskını ve Birinci Dünya Savaşı gibi tarihi değiştiren olaylara tanıklığını çeşitli kitap, dergi ve gazetelerde yayınlamıştır.

Doğmayan Hürriyet, sayfa 23:

Zihniyet ve mizaç "asıl feste tamamıyla kendini gösterir." Uslu ve akıllı "nizamkeş" dedikleri grup kırmızı renkli, tepesi ile başa geçen kısmı aynı kuturda [çapta] yani tam bir silindir şeklinde tablalı laıp giyerlerdi.

Mizacı çarpık zümre ise; renk mümkün olduğu kadar vişneçürüğüne yakın koyu, tepe alt kenar kutruna nazaran daha ufak, "dar Beyoğlu" ismi verilen kalıbı tercih ederdi.

Doğmayan Hürriyet, sayfa 28:

Talebenin camiye abdestsiz gittiğini, orada zabit nezareti altında konuşa şakalaşa, yatıp kalktıklarını herkes bilirdi. Bilirdi ama bu hareketi yapmaktan sakın da gör; dört hafta izinsiz kalırdın. Bu yalancılığı yapmazsan suçlu olurdun...

Günde üç ders, dört namaz... Tuhafı şurası ki, sabah namazı mecbûrî değildi!..

Evvela tayin edilmiş yerlere dizilirlerdi. Ellerinde eksik olmayan sopalarıyla zabitler, kendi sınıflarının başlarına dikilir, bodrum katlarında cami edinilmiş izbelere talebeyi doldururlardı.

Doğmayan Hürriyet, sayfa 47:

Şükrü, Bulgar, Rum azınlıklarının mücadelelerine sahne olan memlekettendi... Bu itibarla İstanbul çocuklarına nazaran daha geniş bir düşünme sahası vardı. Bu büyük devletin, içinde bulunduğu düşkünlük hakkında fikri vardı onun. Bulgar, Rum ve Ulah çetelerinin "Devlet-i Aliyyeyi Osmaniye"nin koca ve kof heyulâsı önünde nasıl cirit attıklarını biliyordu. Politika edebiyatının şatafatlı palavralarına karnı toktu...

%30 indirime;

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter