26 Ağustos 2013 Pazartesi

Karanlık Kalp

Karanlık Kalp

Karanlık Kalp, yazar Lee Monroe'nun  Türkçedeki ilk kitabı http://kitapgalerisi.com'da %30 indirim ve aynı gün kargoya teslim | Artemis Yayınları, Roman, Çeviren Yeliz Üslü, 353 sayfa, 9786051423586, Ağustos 2013.

Karanlık Kalp, Jane Jonas'in arkadaşı olmaması onun suçu değildi. Jane Jonas'in tek sıkıntısı iki yaşamı, iki farklı dünyanın birbirinden ayıramamasıydı. Biri gerçek dünya diğeri düş dünyası... Sürekli rüyalar görmesi ve rüyasında sürekli aynı kişiyi görmesi acaba kader miydi yoksa kaderi miydi?

Jane Jones'in enteresan bir o kadar da merak uyandıran yaşantısına on altıncı yaş gününden sonra kasabaya yeni taşınmış olan karizmatik bir o kadar da yakışıklı olan Evan ile tanışmış ve hayatı hızla değişmeye başlamıştır.

Jane'nin gözü Evan dan başka kimseyi görmüyordu. Sadece Evan'ı istiyor. Açıkcasını söylemek gerekirse Evan'da sadece ama sadece bir kişi olsun istiyordu. O bir kişiyse Jane Jones'den başkası olamazdı... Jane'nin düşler dünyasında görmüş olduğu kişi, kafasını çok fazla karıştırmaya başlamıştı. Evan ile düşler dünyasında görmüş olduğu kişi arasında adeta sıkışıp kalmıştı. Bir seçim yapması lazımdı. Evan ile heyecanı, sevgiyi tutkuyu seçim güzel bir yaşamı mı seçmeli yoksa düşler dünyasındaki kurt adamlarla tehlikeli ve karanlık bir yaşamımı seçmeli?

Birinci Bölüm

"Jane?"

Bir şey beni sarsıyordu.

"Jane. Uyan!"

İrkilerek uyandım. Gözlerimi açtığımda, karşımda altın sarısı saç örgüleri ve çizgili bir pijama vardı.

"Dot," dedim ters ters, "bugün günlerden ne?"

Dokuz yaşındaki kız kardeşim başını yana eğip kocaman mavi gözleriyle dikkatlice beni süzdü.

Burnunu kırıştırdı. "Cumartesi aptal. Senin doğum günün!" İki elini yatağıma dayayıp zıpladı ve
yanıma yerleşti. "Aşağıda seninle ilgili konuşuyorlar."

"Şimdiden mi?" dedim, hala uykulu bir sesle. "Bugün ne diyorlar?"

Dot, biraz abartılı bir şekilde iç çekti. "Annem geceleri kalkıp kapıları pencereleri açıyorsun diye
endişeleniyor."

Bana doğru sokuldu. "Dün gece koridordaki halıda ayak izlerin vardı."

"Ah," başımı geri yasladım, "uykumda dolaştım herhalde."

Dot, sevinçle başını salladı. "Bence çok havalı." Bileğimdeki gümüş zincirle oynadı. "Nereye gidiyorsun Jane? Korkmuyor musun?"

"İkisini de bilmiyorum," dedim, yanağımı onun sarı saçlarına bastırarak. "O sırada uykuda oluyorum... Biliyor musun?"

Dot kıkırdadı. "Bence çok cesursun, " dedi. "Onları dinleme."

"Annem başka ne diyor?" diye sordum, önemsemiyormuş gibi.

"Belki yatılı okula gitmen gerektiğini söylüyor," dedi Dot, üzüntüyle. "Çünkü çok içe gömükmüşsün."

"Ne?" diye Dot'un kolunu dürttüm. "İçe gömük mü?"

"Yeterince arkadaşın yokmuş." Dot yüzüme baktı. Kollarını belime dolayıp, yanağıma bir öpücük kondurdu. "Ama onlara, ben varım, dedim."

"Elbette," diye gülümsedim. "Bence doğru kelime içe dönük."

"Benim dediğim gibi." Dot yüzünü gömdü. "İçe gömük."

"On altı yaşındayım. Artık okula gitmek zorunda değilim. İstemezsem yani."

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder