13 Ağustos 2013 Salı

Tek Kişilik Din

Tek Kişilik Din

Tek Kişilik Din, Cem Selcen | Sel Yayıncılık, Roman, 208 sayfa, 9789755706382, Ağustos 2013.

Tek Kişilik Din, felsefi bir kara polisiye.

Tek Kişilik Din'de insanın tek başına olma halini sorgulayan bir yazar ve seri katillerin peşindeki sinik bir polis var. Bu iki "garip" adamın yolları bir cinayetle kesişecek, hayatın karanlık odalarını dolduran kavramları kendi bakış açılarıyla açıklayacaklar.


- 1 -

Cinayet ve Tanışma

Yaklaşık üç ay önce benim alt kat komşum öldürüldü. Böyle işler eskisi kadar ilgi çekmese de, bazı insanların bir şekilde haberi olmuştur, diye düşünüyorum. Televizyon haberlerinde vardı galiba. Gazeteler yazdı ama. Kiminde ana sayfada, küçük bir köşede; kiminde malum üçüncü sayfa haberleri arasında iki sütuna filan çıkmıştı.

Böyle haberleri pek sevmem. Cinayet, cesetler, o soğuk, paslanmaz çelik masalı morglar, bütün o morarmış, buz kesmiş bedenlerin başında geçen son derece mantıklı konuşmalar, ayak başparmağına paket lastiğiyle tutturulmuş kimlik kağıdı... Midem bulanır, kusacak gibi olurum. Sonra, kenarları eprimiş dosya kağıtları, onların sokuşturulduğu, üzeri numaralı dosyalar... Ben olabildiğince yaşayan şeyler ilgilenmişimdir. Zaten yazabildiğim birkaç kitapta da hep diri şeyler üzerine yazmaya çalıştım. Galiba tırsıyorum. Ama işte, korkunun faydası bu kadarmış. Günün birinde böyle bir işe istemeden dalmak, sonra darmadağın olmak, sonra da savrulduğum uzak bir ülkede, yabancı bir parkta, kimliksizliğin, bomboşluğun, duygusuz huzurunu hissedip, beyzbol oynayan gençlere, oyundan hiçbir şey anlamadan bakarken, "Galiba bunu da yazmalıyım," demek durumundaymışım.

Böyle şeylerin insanın bu kadar yakınına gelivermiş olması bile sinir bozucuyken, ben dibine kadar bulaştım. Ya da 'o bana bulaştı' demek daha doğru. Benim oturduğum semtte, arada cinnet geçiren olsa da pek cinayet işlenmez. Çünkü burası az çok akıllı uslu insanların oturduğu bir mahalle; çok sıkılırlarsa biraz yurtdışına çıkıp rahatlıyorlar filan.

O gece -yani cinayet gecesi- her zamanki gibi bardan dönüyordum. Beni orada yakalayacağını bilen eski bir sevgilinin cenderesinden kurtulmak için biraz da erkenden sıvışmıştım. Döne devrile eve dönerken, önce apartmanın önünde, sonra da alt kat komşumun kapısında gördüm polisleri...

İçlerinden biri -normal bir polis olarak- dik dik baktı.

Ben de, her zamanki vatandaşlık eğitimimle, zararsız olduğumu belirten gülümsememi yaptım ve saf bir merakla -aslında masumiyetimi sağlamlaştırır içgüdüsüyle- ne olduğunu sordum.

O -normal bir polis olmaya devam ederek- beynimi delen dik bakışını bir an bile yumuşatmadan "Kimsiniz?" dedi...

---

Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder