14 Ağustos 2013 Çarşamba

Zaman Yolcuları

Zaman Yolcuları

Zaman Yolcuları, Alex Scarrow | Artemis Yayınları, Roman, Çeviren Zeynep Arıkan, 420 sayfa, 9786051422527, Nisan 2013.

Zaman Yolcuları'nın görevi tarihini akışını düzeltmekti. Zamana ve tarihe hükmetmek yanlıştı ve dünyanın dengesini sağlamak zorundaydılar.

Zaman Yolcuları hepimizi korumak içi burada. Zaman yolculuğunun dünyayı yok etmesini engellemek için...

                  

- 1. Bölüm -

1912, Atlantik Okyanusu

"E güvertesinde kimse kaldı mı?" diye bağırdı Liam O'Connor. Sesi dar koridorda yankılanarak duvarlardan sekti. "Kimse var mı?"

Yukarıdaki güverteden gelen boğuk çılğıklarla telaşlı ayak sesleri ve geminin gövdesinden çıkan büyük gıcırtı dışında etraf sessizdi. Geminin önü yavaş yavaş okyanusa batarken sıkışıp geriliyordu.

Liam, yerin yavaşça dikleşen açısına uyum sağlamak için yanındaki kabinin kapı çerçevesine tutundu. Baş kamarotun talimatı netti: Bu güvertedeki tüm kabinlerin boş olup olmadığını kontrol edecek, ancak ondan sonra yukarı çıkıp onun yanına gidecekti.

Gerçi Liam, onun yanına gitmek istediğinden pek emin değildi. Yukarıdaki kadınlarla çocukların çığlıklarını merdiven boşluğundan duyabiliyordu. Kulak tırmalayıcı ve dehşet verici seslerdi. Oysa burada, E güvertesindeki ikinci sınıf kabinlerin arasında, tekinsiz bir huzur hissi vardı en azından. Tabii çok sessiz olduğu söylenemezdi. Uzaklardan derin bir gümbürtü geliyordu. Liam, bu sesin, hasarlı gemiye dolan buz gibi okyanusun sesi olduğunu biliyordu. Okyanus suları açık bölmelerin arasında uğuldayarak gemiyi giderek dibe çekiyordu.

"Son çağrı!" diye bağırdı tekrar.

Birkaç dakika önce kabinlerden birinde korkudan sinmiş genç bir anneyle kız bulmuş, onlara can yeleklerini giydirmişti.

Kadın korkudan donmuş bir halde, kollarında kızıyla yatakta titriyordu. Liam, onları dışarı çıkarmış ve D güvertesine çıkan merdivenlere götürmüştü. Merdivenlerin dibinde Liam onlardan ayrılmadan hemen önce küçük kız hızla yanağına bir öpücük kondurmuş, ona şans dilemişti. Sanki -allak bullak olmuş annesinin aksine- kaderlerine terk edilmiş olduklarının farkındaydı.

Liam, zeminin açısının ayağının altında yükseldiğini hissedebiliyordu. Koridorun tepesinden, kamarotların odasındaki raflarda duran çanak çömleklerin kırılma sesi geldi.

Bu gemi yakında suyun dibini boylayacak.

Liam, fısıltıyla hızlı bir dua okudu ve boynunu son kabinden içeri uzattı. Boştu.

Zeminden bir kükreme geldi. Dev bir balinanın şarkısı
gibi yer bir iniltiyle titreşti. Bunu duymaktan çok hissetmişti. Gözleri kabinin küçük penceresinden şimşek hızında geçip giden bir şeye takıldı. Önce karanlıktan başka hiçbir şey göremedi. Derken dalgalanan köpükler büyük bir hızla akmaya başladı.

E güvertesi su seviyesinin altında.

"Lanet olsun," diye homurdandı. "İşim bitti. Kesinkes bitti."

Koridora geri çıktığında halı kaplı zeminde su çoktan birkaç santim yüksekliğe ulaşmıştı. Çağlayarak ona doğru akıyordu.

"Ah, olamaz."

Koridorun alt ucu tek çıkış yoluydu.

Çok uzun kaldım, Liam, seni aptal. Çok oyalandın. (...)

Büyük ihtimalle merdiven su altında kalmıştır.

Köşeyi dönünce suyun tavana kadar çıktığını gördü. Merdiven görünmüyordu. Buradan tek çıkış yolu, nefesini tutup sahanlığa çıkan ilk kata gidebilecek kadar yetmesini ummaktı.

"Ah, Tanrım!" Morarmış dudakları, suyun altında karanlıkta debelenme düşüncesiyle titredi. Yolunu kaybedecek, çaresizce çırpınacak, sonunda çalkalanan deniz suyunu ciğerlerine çekecekti...

İşte o anda duydu... Arkasında biri vardı.

---

Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder