Kitabın 214. ve 215.sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Adam başını iki yana salladı. "Hayır."
"Güzel. Şimdi beni çok iyi dinle Nadir Bey, çünkü bir kez daha söylemeyeceğim. Hem profesörünüzün suikast operasyonuna katılmak, hem de cinayet işlemekle suçlanıyorum. Karakol polisi, cinayet masası dedektifleri ve MİT elemanları her yerde beni arıyor."
Adam dudaklarını oynattı. "Bunları biliyoruz."
"Harika. Sen bu suikast operasyonunun ardındakile-ri bulup cezalandırmak için Türkiye'desin. Gerçek öğrenildikten sonra muhtemelen politikacılar devreye girecek. Dolayısıyla bilgi toplamak için herkese ve her yönteme başvuruyorsun." Sigaradan uzun bir duman çekti. "Seni suçluyor değilim. Yerinde olsam ben de aynı şeyleri yapardım."
İranlı alayla güldü. "Sen iyi polissin demek, peki kötü polis kim?"
"Konuşmamın başında söylediğimi anlamamışsın Nadir. Ben iyi polis filan değilim, gözünü aç. Sadece meseleyi ikimizin hayrına bitirmek istiyorum. Olaylar ters dönerse tek kurşunla kafanı parçalarım. Şimdi... Önemli bilgilere sahip olduğumu biliyorsun."
Adam basını salladı.
"Ne bu kadınla kocasının, ne de İzmir'deki o iki ihtiyarın bir şeyden haberleri var. Onları iki kez sorguya çektim." Sigarasını içerek biraz düşündü. "Hatta Demet Hanım'a bazı fotoğraflar gösterdim, resimdekilerin hiçbirini tanımadı. O resimdeki adamlardan biri Mehmet Saygılı'nın katilidir, öbürküler de suikasta katılanlar."
Alizadeh'nin kaşları çatıldı. "Mehmet Saygılı'nın katilini nereden tanıyorsun ki?"
"Saçmalamasana Nadir. Suçlusu olarak arandığım cinayetin, Mehmet Saygılı'nın infazı olduğunu biliyorsun. Ona ateş edildiği sırada yanındaki bendim."
"Katil seni neden vurmadı?"
"Elim armut devşirmediği için. Özel Harekât polisiyim
ben. Beni vurmak kolay mı?"
"Onu belki de hakikaten sen öldürdün?"
"Tabii, çünkü senin gibi geri zekâlıyım. Ulan, Mehmet benim suikast olayına katılmadığımı kanıtlayabilecek tek tanıktı. Onu polise teslim edebilsem o zaman gerçek failler öğrenilecek,- ben de suçlu damgasıyla aranmaktan kurtulacaktım. Anlayamadın mı hâlâ?"
Nader Alizadeh azıcık düşündü sonra, "Bir sigara versene," dedi.
Şamil her ihtimale karşı kendi paketinden bir sigara yakıp adamın dudaklarının arasına sıkıştırdı. O sırada Demetle kocası merdivenden inmeye başladılar. Şamil, "Allah aşkına İsmet Bey boğazım kurudu," dedi onlara dönerek. "İki üç soğuk Efes yok mu bu evde?"
İsmet Bey hayretle Şamil'e baktı. "Bira yani?..."
"Öyle de denebilir."
"Şey... Bir veya iki şişe vardır herhalde, ama buzdolabında durduklarını sanmıyorum."
"Olsun. Ilık bira, hiç yoktan iyidir."
İsmet Toprak mutfağa girdi, Alizadeh sordu: "Diyelim Mehmet Saygılı ve katili hakkında doğru söylüyorsun. İyi de, elindeki fotoğraflarda görünen kişilerin operasyona katılanlar olduğu ne malum? Bu adamlar sana poz mu verdiler?"
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder