24 Mart 2014 Pazartesi

Kabile

Kabile, Eddi Anter  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Destek Yayınları, Kişisel Gelişim, 9786054994205, 231 Sayfa, Mart/2014


Kitabın 124. ve 125. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Maddi imkânı iyi olan, meşhur, sevilen, popüler artist, sanatçı ve işadamlarının hayatlarına baktığımda birçoğu yaşlanınca inzivaya çekilmiş, bazısı bilgeleştikçe, hayatlarını, tanımadığı fakir, aç veya hastalara ayırmaya adamıştı. Kendine dönüş, uyanış veya aydınlanma diye bahsi geçen şey neydi tam olarak? Neden uyanan birine uyanmamış kişinin yaptıkları saçma sapan ve boş geliyordu? Uyanan biri niçin bildiklerini bir başkasına aktarıp onu da uyandıramıyordu? Saat kimin için kaçta çalıyordu? Bu sorulara cevaplar aramam gerektiğini biliyordum.
Bir kitap yazıp on binlere ulaşmak yerine, teker teker insanlarla yazışıp onların ruhuna ulaşmak, yüz binleri hayran bırakmak uğruna sinema artisti veya model olmaktansa, yaptıklarınızla yanınızdaki bir tek kişiye örnek olmak, sesinizle milyonlara ulaşmak yerine yanınızdaki bir kişiyle birlikte saçma sapan sözleri olan keyif şarkıları söylemek daha cazip değil midir? "Çok"a ulaşmak değil "öz"e ulaşmaktır hedef. Az kişi hatta bir tek kişinin ruhuna dokunmak bile dünyayı değiştirmektir... Dünyayı kurtaracak olan kahramanın sen olduğunu düşünüyorsan eğer, işe kendi evinden başlamalısın. Dünya da seni bekliyor olacak nasılsa.
Paranın satın alabileceği tüm hızlı araba, kocaman ev, lezzet dolu yemek, marka marka kıyafetlerden gına gelmişti. Açmıyor, doyurmuyordu beni. İçimde olan boşluk gittikçe derinleşiyor ve onu dolduracak bir şeyler bulmak için yanıp tutuşuyordum. İçsel boşluğun gözü doymak bilmez. Karar verip bir yola çıktım. Olduğum yerde kafamın içinde sınırları zorlayarak nereye varabileceğimi düşünmeye başladım. Saatlerce aynı noktaya bakakaldım. Korktum. Yalnızlık ve huzursuzluk bilinmeyeninden korktum. Ben kim oluyordum ki? Ben kendimi ne sanıyordum ki bu yola çıkacaktım? Yol dediğim neydi? Tam olarak ondan da emin değildim. Kafamdan geçenleri birine anlatmak zaten zordu ancak yapmak istediğimi birlikte paylaşacağım kafa dengi birini bulmak daha da güçtü. Yine de kararlıydım. Ben sürüye ait değildim. Olmayacaktım... Geriye baktığımda, hayatımın anlamını bulmaya niyetliydim. Ot gibi yaşamak veya hayvandan öte bir şeyler deneyimlemeliydim. Ne de olsa ben Homo sapiens'tim. Hemcinslerim gibi, bilenlerden, düşünenlerdendim. O zaman cevaplarını alıp, soruları azalan diğer insanlar gibi benim de cevaplarımı bulup hayatı öğrenmem gerekiyordu.
Hayat yolumun neredeyse yarısını geride bırakmıştım. Yaşıma göre çok genç görünüyor olmam aldanmaydı. Bundan sonra kendimi aldatmaya hiç mi hiç niyetim yoktu. Kalan ömrümü bir hedef uğruna adamalıydım ve bu bahsi geçen maneviyatın maddiyat âlemine nasıl indirileceğiyle alakalıydı. Ben bir şekilde manevi dünyaları maddi dünyaya indirmeliydim... Işık buraya geri gelmeliydi.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder