9 Nisan 2014 Çarşamba

Aşkın Rengi Eflatun

Aşkın Rengi Eflatun, N. Engin Ülgen tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Puslu Yayınları, Roman, 9786055099152, 310 Sayfa, Mart/2014
Kitabın 114. ve 115. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Sevgiler, karanlıklarda kalmayacaktı artık.
Gözlerimizde sevginin ışığı, tenimizde yıldızların pırıltısı, kalbimizde ruhu... Kutsal aşkın aydınlığında ayrılıklar yaşanmamak üzere aydınlanmıştı geceler.
Bir gün, sevgiler de çaresiz kaldığınızda, o uçurumların kıyısından, yeşilin birleştiği yerde gök mavisine bakın. Gecelerimiz de gündüzlerimiz kadar aydınlık doğacaktır.
Her iki noktanın ışığındaki doğrularımızda hiçbir zaman şüphe olmasın. Orada mucizeler olacaktır. O keskin doğrular sizin keskin çizgilerinizdedir.
Bir şeyin olmasını dilerken, olduğunun gerçeğinde bulun kendinizi. Yaşamak istediğimiz hiçbir şey yaşanmamış olmayacaktır. Simyacının bir sözü vardır: "Bir şeyi gerçekten istediğin zaman, o isteği gerçekleştirmek için tüm evren işbirliği yapar."
Işığın gücü, içinizde var olacaktır.
Ysatis, yıllar önce gördüğü rüyasında, avucundaki parlak yıldızları, yüzünü göremediği, uzun saçlı, sakallı bir adamın avuçlarına koymuştu. Apollon ise sadece gözlerin yeşilinde parlayan ışıkta, zor seçebildiği ipeksi uzun saçlı kadını görmüştü. Ona doğru koşmuştu.
Onlar, olmasını istediklerini düşlerinde yaratmışlardı.
Hepimizin avuçlarında bir yıldız vardır. Onun ışığını almak üzere bir gün, randevunuzda uyanacaksınız.
Önce inanın. Randevunuza "o an" ulaşın. Randevu verdiğiniz yere, sadece sizin için rezervasyon yapıldığını bilin. Buluştuğunuz o an, yıldızınız ışığınızda doğacaktır.
Uyanın, inanın, görün ve yaşayın. Çünkü, o bir kez yaşanır.
O gün, bir kanepede uyanmıştım. Yalnızlığım üşü-müştü. Gökyüzümü, kirli dumanlar kapatmış, karanlık boşluğuna düşmüş gibi ürkmüştüm. Önce neye ve kime inanacaktım? İnanarak neyi ve kimi görecektim. Gördüklerimin hangisi doğruydu ya da yanlış?
Yanlışlardaki doğruları kabullenmek, hataları üretmekti! Sokak dilencisi gibi hata topluyordum, üzeri örtülmüş yaraların içinden... kabuk kabuk
Adamın birisi, oturduğum kanepe üzerine birkaç bozuk lira bırakmıştı. Yıpranmıştım belli ki! Yaşamın eğrisindeydim. Doğruların kalbini, gözlerin ışığını, duyguların renklerini dileniyordum!
Aslında kendimin dilencisiydim. Zor nefes alıyordum. Beni elimden tutup, ayağa kaldıracak kimse yoktu.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder