18 Nisan 2014 Cuma

Elveda İzmir

Elveda İzmir, Gül Altuna Doyranlı tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Destek Yayınları, Güncel, 9786054994373, 295 Sayfa, Nisan/2014

Kitabın 196. ve 197. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Bir defa haza beyefendisin, irfan sahibisin. Kabiliyetlisin... Teatroya istidadın var... Üstüne üstlük pek de yakışıklısın. Hülasa artist gibisin evlat! Lakin bu kadar çok meziyete sahip olmana rağmen, memleketimizde teatro oyuncularının hayatının ip cambazlarından farksız olduğunun farkında değilsin. Kanaatime göre, şatafatlı salonlarda oynanan piyesler, tezahüratlar ve de nezih muhitin memleketin acı hakikatlerini görmene mâni olmuş. Sadece kabiliyet yetmez, fevkalade sabır da lazım bu iş için... Şu tam karşındaki ihtiyar bu işe senelerini verdiği, en güzel methiyelere mazhar olduğu, ayakta alkışlandığı halde şimdi yasaklı. Kim bilir belki bir hafiye bile takmışlardır peşime... Halbuki ben sadece teatro yapma peşindeyim, teatro. Ben abuk sabuk işlerin içinde olmam. Devlet-i Aliye'ye sadık bir kulum... Velhasıl bunca sene ne halt edersem edeyim, teatronun şahikası desinler yine de bazı zatlara kendimi kabul ettirmeyi beceremedim. Ben öyle iki paralık adam değilim. Beni sadece ve sadece seyircimin takdiri ve alkışları zirveye taşıdı. Zaten onların haricindekiler hep köstek. Anlıyoor musun evlat, anlıyor musun ?
Öfkeden yüzü moraran Mınakyan'ın soluk alıp verirken göğsü bir ileri bir geri hızla inip kalkıyordu. Başına son gelenler belli ki onu çok kızdırmıştı. Hıncını da, sesini çıkarmadan karşısında oturan Nail'den çıkarıyor gibiydi:
— Sen aklını mı kaçırdın evlat? Ekâbir bir ailenin evladısın. Tahsillisin. Yapacak başka bir vazife bulamadın mı kendine? Sürünmek mi istiyorsun bizim gibi? Hem pederin de karşıymış oyuncu olmana! Bu işe girersen sana sırt çevirecek, belki de seni evlatlıktan reddedecek. Sonra ne halt edeceksin? Bu zamana kadar, sen fevkalade cafcaflı bir hayat sürmüşsün. Hem sahne tozu yutmak o yumuşacık seyirci koltuklarında oyun seyretmeye benzemez. Sen bu ihtirasını tatmin etmek için Frenk arkadaşlarının truplarında yine ara sıra rol almaya devam et. Ama cidden senin gibi istikbal vaat eden gençlere başka sahalarda ihtiyaç var. Hem Devlet-i Âliye'de senin gibi iyi mekteplerde okumuş, birkaç yabancı dili sular seller gibi bilen kaç delikanlı var, söyle bana, kaç delikanlı ?
— Peki ideallerimizin hiçbir ehemmiyeti yok mu?
— Olmaz mı, elbette var. Lakin sen idealini gerçekleştirebileceğin memlekette değilsin, İşte bütün mesele bu!
Mınakyan'ı ikna edemeyeceğine kanaat getiren Nail lafı daha fazla uzatmanın pek bir işe yaramayacağını da anlayınca yerinden kalktı. Hürmetle Mınakyan'ın elini öpüp başına koydu. Mınakyan kederden buğulanmış gözleriyle onu süzdü. Bir şeyler söylemek istiyor fakat sözcükler boğazında düğümleniyordu. Zorla kendini toparladı:
— Ah be yavrum! N'olur yanlış anlama beni! Keşke münasip bir zamanda, münasip ahvalde karşılaşsaydık. İnşallah Devlet-i Âliye'de telakki değişir ve senin gibi istidatlı ve tahsilli gençlerimizi, vicdan azabı çekmeden gönül rahatlığıyla kabul ederiz.
— İnşallah efendim inşallah o günleri hep beraber görürüz. Müsaade buyurursanız ben de gitmek istiyorum. Zaten sizi fazlasıyla boş yere meşgul ettim. Rica ederim siz yine de beni beni affediniz.
—  Estağfurullah evladım. Keşke senin gibi tahsil ve irfan sahibi kabiliyetli bir gencimizi teatromuz kazanabilseydi.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder