21 Nisan 2014 Pazartesi

Evden Çok Uzakta

Evden Çok Uzakta, Kristin Hannah tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Pegasus Yayınları, Roman, 9786053430650, 475 Sayfa, Nisan/2014
Kitabın 322. ve 323. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
"Okula giderken ne giymek istiyorsun?" dedi Michael. Son birkaç ayda boyu bir golf sopasını geçmese de bir kıza ne giyeceğini söylemenin hiç iyi bir fikir olmadığını öğrenmişti. Yoksa gözyaşları hemen akardı.
Lulu odasına dönüp eşya yığınının arasında elleri kalçasında durmuş, dağınıklığı inceliyordu.
Michael içinden ona kadar saydı.
Sonunda Lulu papatyalarla süslü pembe pantolonuyla Oyuncak Hikâyesi baskılı mavi tişörtünü seçti. Yeşil çizgili çorapları ona palyaçoya benzer bir görüntü vermişti ama Michael'ın umurunda değildi. Birlikte merdivenlerden indiler. Mutfakta Michael, Jolene'in yemek panosuna baktı, yeni öğrendiği hayatı kolaylaştırma yollarından biriydi bu da. Yumurtalı ekmek hazırlamak için malzemeleri çıkardığında Lulu da masayı hazırlamaya koyuldu. Yalnız çatal bıçakların takırtısıyla bozulan uyumlu bir sessizlik içinde çalışıyorlardı.
Betsy odaya gelip, "Şu televizyoncu kadın yine annem ve Tami'yle ilgili konuşuyor," dediğinde Michael ikinci kahvesini içiyordu.
Michael şaşırmamıştı. Geçen hafta yerel haberlerde birlikte kaza yapan ve birbirlerinin en yakın arkadaşı olan kadın helikopter pilotlarına çok fazla yer verilmişti. "Kahvaltıya otur," ağzından çıkan tek sözdü.
Kızlar kahvaltılarını yiyip meyve sularını içerken Michael o gün yapması gereken işleri düşündü. Keller davasıyla ilgili bulgular tam hız devam ediyordu ve Michael duruşmaya hazırlanıyordu. Sorular ve birtakım stratejiler düşünmek için zihnini boşaltmalıydı.
Ama tek yaptığı Jolene'i düşünmekti. Onu ayıplıyordu. Belki de herkes aynı şeyi yapıyordu. Jölene döndüğünden beri Betsy'nin suratı yine asılmış, sessizliğe gömülmüştü. Annesinin çok önemli, hayatında büyük değişikliklere yol açacak şekilde zarar gördüğüne inanıyordu ve hepsinden kötüsü Jo'ya kızıyordu. Savaşa gitmesine, yaralanmasına, değişmiş biri olarak dönmesine kızıyordu.
Saat 08.20'de kızların ikisi de servis otobüsüne binmiş, okula gidiyordu. Michael feribota binip karşıya geçmiş, Seattle'a varınca kuzeye yönelmişti.
On beş dakika sonra rehabilitasyon merkezinin önüne arabasını park etti. Paltosunu çıkarıp koluna takmakla fazlaca oyalanarak içeri girdi.
"Bay Zarkades?"
Michael fizik terapi uzmanının ona doğru geldiğini gördü. Conny her zamanki gibi bol, pembe önlük giymişti ve gri örgüleri, Av filmindeki yaratık gibi her adımda sallanıyordu.
"Selam Conny," dedi Michael. "Jölene nasıl? Eminim seni çok meşgul ediyordur."
"Pek sayılmaz."
"Tuvalete gitmek dışında yataktan kalkmıyor. Tabii yardıma ihtiyaç duyduğu için tuvalete gitmekten de nefret ediyor. Kesik bacağının bakımını öğrenmemek için direniyor. Bacağa bakmıyor bile. Tabii ki bu sıra dışı bir durum değil. Kabullenmek yıllar sürebiliyor. Ama denemeye bile yanaşmıyor."
"Jolene mi denemiyor?" Michael kaşlarını çattı.
"Canı yanıyor," dedi Conny, "ve tek sebebi de bacağı değil. Onu anlıyorum ama on gün oldu. Artık fizik terapiye başlaması gerek."
Michael kafasını salladı. Dönüp Jolene'in odasının bulunduğu uzun ve aydınlık koridorda yürüdü. Kapıyı bir kez çalıp içeri girdi.
Jolene yatağında dik oturmuş, ifadesizce televizyona bakıyordu. Uzun sarı saçları bakımsız ve aşağı sarkmıştı. Michael karısının ne kadar solgun ve zayıf göründüğünü gördü.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder