Kitabın 156. ve 157. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Sonuçta Birleşik Devletler için birkaç avantaj olacak. Öncelikle, İsrail çıkarlarını temelde tehdit etmeyen bu hamle, ABD'nin İsrail tarafından kontrol edilmediğini gösterecek. İkincisi, genel olarak popüler olamayan bir ülkeye, Suudi Arabistan'a -Washington'da istediğini almaya alışmış bir devlete- ABD'nin başka seçenekleri olduğunu gösterecek. Kendi açılarından Suudilerin gidecekleri bir yer yok ve Amerikan-İran anlaşmasında ABD onlara ne garanti verirse ona tutunacaklar.
İranla aralarında 30 yıllık düşmanlığı hatırlayan Amerikan halkı sinirlenecek. Başkanın bu hamleyi ülkeyi daha büyük tehlikelerden koruma söylemleri yaparak sunması gerekiyor. Elbette barışılamaz olanla barışmanın iyi bir örneği olarak Çin'i de kullanacak.
Başkanın yabancı lobilerin şiddetli tartışmalarıyla uğraşması ve konuyu anlaşmaya bağlaması gerekecek. Ama eninde sonunda ahlaki yoluna devam etmeli, İran'ın Amerika'ya Stalin ve Mao'dan daha yakın olmadığını da unutmamalı.
Eğer gizli bir şekilde gizli anlaşmalara varma ihtiyacı varsa, işte bu tam bir örnek teşkil edecek ve bu anlaşmanın büyük bölümü açığa çıkmayacak. İki taraf da halk önünde yapılacak toplantılar ve el sıkışmaların getireceği dahilî politik hasara katlanmak istemeyecek. Ama sonunda ABD'nin içinde bulunduğu tuzaktan çıkması ve İran'ın ABD'yle yapacağı gerçek bir yüzleşmeden kaçması gerekecek.
İran tabiatı gereği savunma halinde olan bir ülke. Amerika'nın bölgede yürüttüğü politikanın temeli ya da uzun vadeli çözümü olacak kadar güçlü değil. Nüfusu, etrafını çevreleyen dağlarda yoğunlaşıyor, ülkenin merkezi oldukça az oturulur veya hiç oturulamaz durumda. İran o anda elde ettiği bazı özel şartlar altında güç yansıtabilir ama uzun vadede ya dış güçlerin kurbanı olur ya da tecrit edilir.
ABD ile yapacağı bir ittifak Araplarla ilişkilerde İran'a geçici olarak üstünlük verir ama birkaç sene içinde ABD'nin ortaya yeni bir güç dengesi sürmesi gerekir. Pakistan etkisini batı yönünde yansıtamaz. İsrail İran'ın karşı dengesi olmak için çok uzak ve çok küçük. Arap Yarımadası fazla dağınık ve ABD'nin silahlarını artırması için yapacağı teşvikin ikiyüzlülüğü alternatif bir karşı ağırlık olmak için fazla belirgin. Daha gerçekçi bir alternatif, Rusya'yı İran sınırına doğru etkisini artırması için teşvik etmek. Bu zaten olabilir ama göreceğimiz gibi başka yerlerde büyük sorunlar yaratır.
İran için muhtemel karşı denge oluşturabilecek ve bölgede uzun vadeli güç olmayı başarabilecek tek ülke Türkiye ve gelecek on yıl içinde, ABD her ne yaparsa yapsın bu mertebeye ulaşacak. Türkiye dünyanın en büyük on yedinci ekonomisine sahip ve Orta Doğu'daki en büyük ekonomi. Bölgenin -Ruslar ve belki İngilizler hariç- ve büyük ihtimalle Avrupa'nın en güçlü ordusuna sahip. Müslüman dünyasındaki çoğu ülke gibi onlar da şu anda kendi sınırları içinde laiklikle İslamcılık arasında bölünmüş durumdalar ama mücadeleleri Müslüman dünyasının diğer ülkelerinde yaşananlara göre çok daha sınırlı.
İran'ın Arap Yarımadasına egemen olması Türkiye'nin çıkarlarına uymaz çünkü bölge petrolüne karşı onun da iştahı kabarmış durumda, bu onun Rus petrolüne olan bağımlılığını azaltacak. Ayrıca Türkiye İran'ın kendisinden daha güçlü olmasını istemiyor. İran'ın küçük bir Kürt nüfusu varken, Güneydoğu Türkiye çok fazla sayıda Kürt'ün yaşadığı bir yer; bu da İran'ın sömürebileceği bir gerçek.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder