Bedenimin en doğru noktaları gerçekten muhteşem ve hiç bilmediğim bir şekilde sızlıyordu. Herkesin seks konusunda neden bu kadar deli olduğunu yeni anlıyordum. Yaptığımız inanılmazdı. O kadar saftım ki her daim bu kadar muhteşem olmadığını bilmiyordum ancak kendimi daha önce hiç böyle hissetmemiştim, hiç böyle boşalmamıştım ya da bu kadar doldurulmuş ve bütünlenmiş hissetmemiştim, Tanrım, bunu düşündüğüme inanamıyordum.
Seksin bu kadar güzel olabileceğini hiç bilmiyordum.
Kalbimin yavaşlaması sanki saatler sürmüştü ve Kyler için de aynı şey geçerliydi çünkü içimden çıkınca sırtüstü uzanmış ve beni de kendine çekmişti. Yarı yarıya onun üzerindeydim. Bir kolum ve bacağım ona sarılmıştı ve yanağım kalbinin üstündeydi. O şekilde kaldık, eli belime doğru ağır hareketlerle daireler çiziyordu. Olabildiğince dibine sokulmuştum ve hiç böyle keyifli olduğumu hatırlamıyordum.
Her şey bir rüya gibiydi. Harika bir şey yaptıktan sonra karlı bir günde ateşin yanında yatmak. Kim bilir kaç aşk romanında şöminenin önünde tutkulu bir seks sahnesi yazılmıştı?
Sayamayacağım kadar çoktu. Neredeyse gülecektim ama...
Fakat Kyler henüz bir şey dememişti.
Gözlerimi açıp kütükleri saran alevleri izlemeye başladım ve kendi kendime ürküp bunu mahvetmemem gerektiğini söyledim; her neyse artık bu. Elbette beynim bana kulak asmadı ve sinir bozucu bir çocuk gibi birbiri ardında soruları sıralamaya başladı. Niye hiçbir şey demiyor-du? Pişman mıydı? Hoşuna gitmiş miydi? Beni frijit bulmuş ve bir an önce buradan kaçmak için sabırsızlanıyor muydu? Suratıma bir yumruk indirecek hale gelene dek düşünce üretmeye devam ettim ancak işin gerçeği, Kyler hiçbir şey dememişti ve en azından bir şeyler demesi gerekmez miydi? Nate bile sonrasında konuşmuştu, hoşuna gittiğini söylemişti ki sonradan bunun yalan olduğu anlaşıldı ama en azından çenesini açmıştı..
Tanrım, ya bu yaptığımız bir hataysa?
Gözlerimi sımsıkı yumdum. Yaptığımızı asla bir hata olarak görmemiştim. Kesinlikle öyle değildi ama ya Kyler?..
Sırtımı okşayan eli durdu ve o an taş gibi kaskatı kesildiğimi fark ettim.
"Syd?"
içimden kafamı gömüp yok olmak geçiyordu ancak battaniye kalçalarımızın arasına dolanmıştı ve kafamı oraya sokmam gerçekten çok abes kaçardı. Başımı kaldırıp ona bakmaya zorladım kendimi. Gözleri yarı açıktı ama beni gördüğünü biliyordum, her şeyi görüyordu.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu.
Yanaklarıma ateş basmıştı ve doğrulmaya başladım "Hiçbir şey. Yani, her şeyi düşünüyorum aslında. Yaptığımızı... Harikaydı. Gerçekten. Umarım sen de benim gibi..."
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.Seksin bu kadar güzel olabileceğini hiç bilmiyordum.
Kalbimin yavaşlaması sanki saatler sürmüştü ve Kyler için de aynı şey geçerliydi çünkü içimden çıkınca sırtüstü uzanmış ve beni de kendine çekmişti. Yarı yarıya onun üzerindeydim. Bir kolum ve bacağım ona sarılmıştı ve yanağım kalbinin üstündeydi. O şekilde kaldık, eli belime doğru ağır hareketlerle daireler çiziyordu. Olabildiğince dibine sokulmuştum ve hiç böyle keyifli olduğumu hatırlamıyordum.
Her şey bir rüya gibiydi. Harika bir şey yaptıktan sonra karlı bir günde ateşin yanında yatmak. Kim bilir kaç aşk romanında şöminenin önünde tutkulu bir seks sahnesi yazılmıştı?
Sayamayacağım kadar çoktu. Neredeyse gülecektim ama...
Fakat Kyler henüz bir şey dememişti.
Gözlerimi açıp kütükleri saran alevleri izlemeye başladım ve kendi kendime ürküp bunu mahvetmemem gerektiğini söyledim; her neyse artık bu. Elbette beynim bana kulak asmadı ve sinir bozucu bir çocuk gibi birbiri ardında soruları sıralamaya başladı. Niye hiçbir şey demiyor-du? Pişman mıydı? Hoşuna gitmiş miydi? Beni frijit bulmuş ve bir an önce buradan kaçmak için sabırsızlanıyor muydu? Suratıma bir yumruk indirecek hale gelene dek düşünce üretmeye devam ettim ancak işin gerçeği, Kyler hiçbir şey dememişti ve en azından bir şeyler demesi gerekmez miydi? Nate bile sonrasında konuşmuştu, hoşuna gittiğini söylemişti ki sonradan bunun yalan olduğu anlaşıldı ama en azından çenesini açmıştı..
Tanrım, ya bu yaptığımız bir hataysa?
Gözlerimi sımsıkı yumdum. Yaptığımızı asla bir hata olarak görmemiştim. Kesinlikle öyle değildi ama ya Kyler?..
Sırtımı okşayan eli durdu ve o an taş gibi kaskatı kesildiğimi fark ettim.
"Syd?"
içimden kafamı gömüp yok olmak geçiyordu ancak battaniye kalçalarımızın arasına dolanmıştı ve kafamı oraya sokmam gerçekten çok abes kaçardı. Başımı kaldırıp ona bakmaya zorladım kendimi. Gözleri yarı açıktı ama beni gördüğünü biliyordum, her şeyi görüyordu.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu.
Yanaklarıma ateş basmıştı ve doğrulmaya başladım "Hiçbir şey. Yani, her şeyi düşünüyorum aslında. Yaptığımızı... Harikaydı. Gerçekten. Umarım sen de benim gibi..."
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder