Kitabın 182. ve 183. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
İşte buydu, istediğimiz. Bize istediğimizi verin, biz de size her şeyimizi verelim. Şeytanın avukatı nezaretinde imzalanan bir anlaşmayla taraflar mutabık kaldı ve "her zaman ücretsiz kalacak" bu mavili sayfaya adımızı yazdırdık. İşin enteresan tarafı, o güne kadar isim ve profil fotoğrafı maskelerinin ardına saklanarak sanal dünyada iş yürütmeye çalışan biz insanlar, burada ne kadar gerçek ve kendimiz olursak o kadar prim yapacağımızı fark ettik. Bu ne yaman çelişki diyemeden yeni oyuncağımızın ambalajını hızla açtık ve işte baş başaydık! Yoksa herkesle beraberdik mi demeliyiz? Öyle değil mi ya, herkesle beraber olmadan, kendimizi sere serpe bu sonu görünmeyen düzleme sermeden, hevesimizi alıp kavgalara girmeden bu oyuncaktan kolay kolay vazgeçer miydik?
Biz niye buradayız? Türkiye'deki kullanıcı sayısı 32 milyonu geçen Feys'te neden varız ve niye vakit harcıyoruz? İşte cevabını aradığımız temel soru bu. O halde Zuckerberg'e o filmde söyletilen meşhur replik üzerine kurulu bir motivasyonlar ağı üzerinden yürüyelim bakalım, memleketimden Feys manzaraları diyerek...
32 milyonu geçen Facebook kullanıcı sayısıyla dünya sıralamasında hatırı sayılır sıralarda yer alan ülkemiz, Facebook performansı ile tüm dünya ülkelerinin öykündükleri nadide ülkeler arasında yer almakta.
Sosyal yaşantımızın tamamını, özel hayatımızın, mahremiyetimizin anlamlı bir kısmını "outsource" ettiğimiz Facebook'un ülkemizde bu kadar popüler olmasının arkasında "O kız evlenmiş mi?" benzeri bazı temel motivasyonlar yatıyor. Sırayla bakalım, nelerdir görelim, yeri geldiğinde yenilerini eklemeyi de deneyelim...
"Maksat Flört Değil Sadece Deneyim" Motivasyonu Facebook bir avlanma sahasıdır Hepimiz insanız. Etrafımızda olup bitenlere entelektüel, pratik, pragmatik, sürreel, iç karartan, zil taktırıp oynatan, mendil tutup halaya kaldıran, karalar bağlatıp oturtan birçok motivasyonla ve bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Herkesin de ismiyle cismiyle hem de en şekillisinden arz-ı endam ettiği bir ortam da tabii ki "piyasa"dır. Madem öyle, piyasanın derinliğine göre beklentiler ile mevcut piyasa gerçekliği eşleştirilir. Akabinde avlanma sahası kapsamına girecek hedef kitle daha detaylı olarak tanımlanır.
Exler: "Ex-boyfriend, ex-girlfriend, ex-buddy. Neden bir şans daha vermeyelim?"
Arkadaşımın arkadaşı: "Her daim verimli potansiyel. Yabancılık da çekmeyiz."
Okul arkadaşlarım: "İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, yüksek lisans, doktora. Birbirimizi taaa çocukluktan tanıyoruz be olm..."
Bizim mekânlar: "Mahalle, site, yazlık, kamp, lojman, residence. Ortak deneyimler, ortak paylaşımlar...".
İş arkadaşları: "Ömrümüz ofis ortamında geçmiyor mu? Neden olmasın? Ya olmazsa, nasıl bakarız yüz yüze. Risk budur."
Facebook Search: Yukarıda çalınan tüm kapılardan ses çıkmayınca makûs kaderin sponsorluğunda gidilecek yegâne mekân. Bir nevi yalnızlar rıhtımı.
Peki avlanmanın metodolojisi nasıl olacak?
Mevcut durumda ilgili kişi arkadaş listesinde yer almıyorsa, süreç, özgün bir mesaj yoluyla kendisini eklemekle başlar.
Arkadaş olduktan sonra asgari 3 gün azami olarak 7 gün beklenir. Bekleme süreci esnasında herhangi bir aksiyon alınmaz. Sabır önemli bir imtihandır.
Biz niye buradayız? Türkiye'deki kullanıcı sayısı 32 milyonu geçen Feys'te neden varız ve niye vakit harcıyoruz? İşte cevabını aradığımız temel soru bu. O halde Zuckerberg'e o filmde söyletilen meşhur replik üzerine kurulu bir motivasyonlar ağı üzerinden yürüyelim bakalım, memleketimden Feys manzaraları diyerek...
32 milyonu geçen Facebook kullanıcı sayısıyla dünya sıralamasında hatırı sayılır sıralarda yer alan ülkemiz, Facebook performansı ile tüm dünya ülkelerinin öykündükleri nadide ülkeler arasında yer almakta.
Sosyal yaşantımızın tamamını, özel hayatımızın, mahremiyetimizin anlamlı bir kısmını "outsource" ettiğimiz Facebook'un ülkemizde bu kadar popüler olmasının arkasında "O kız evlenmiş mi?" benzeri bazı temel motivasyonlar yatıyor. Sırayla bakalım, nelerdir görelim, yeri geldiğinde yenilerini eklemeyi de deneyelim...
"Maksat Flört Değil Sadece Deneyim" Motivasyonu Facebook bir avlanma sahasıdır Hepimiz insanız. Etrafımızda olup bitenlere entelektüel, pratik, pragmatik, sürreel, iç karartan, zil taktırıp oynatan, mendil tutup halaya kaldıran, karalar bağlatıp oturtan birçok motivasyonla ve bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Herkesin de ismiyle cismiyle hem de en şekillisinden arz-ı endam ettiği bir ortam da tabii ki "piyasa"dır. Madem öyle, piyasanın derinliğine göre beklentiler ile mevcut piyasa gerçekliği eşleştirilir. Akabinde avlanma sahası kapsamına girecek hedef kitle daha detaylı olarak tanımlanır.
Exler: "Ex-boyfriend, ex-girlfriend, ex-buddy. Neden bir şans daha vermeyelim?"
Arkadaşımın arkadaşı: "Her daim verimli potansiyel. Yabancılık da çekmeyiz."
Okul arkadaşlarım: "İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, yüksek lisans, doktora. Birbirimizi taaa çocukluktan tanıyoruz be olm..."
Bizim mekânlar: "Mahalle, site, yazlık, kamp, lojman, residence. Ortak deneyimler, ortak paylaşımlar...".
İş arkadaşları: "Ömrümüz ofis ortamında geçmiyor mu? Neden olmasın? Ya olmazsa, nasıl bakarız yüz yüze. Risk budur."
Facebook Search: Yukarıda çalınan tüm kapılardan ses çıkmayınca makûs kaderin sponsorluğunda gidilecek yegâne mekân. Bir nevi yalnızlar rıhtımı.
Peki avlanmanın metodolojisi nasıl olacak?
Mevcut durumda ilgili kişi arkadaş listesinde yer almıyorsa, süreç, özgün bir mesaj yoluyla kendisini eklemekle başlar.
Arkadaş olduktan sonra asgari 3 gün azami olarak 7 gün beklenir. Bekleme süreci esnasında herhangi bir aksiyon alınmaz. Sabır önemli bir imtihandır.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder