Kitabın 148. ve 149. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Adada kendini iyi hissettiğini söyledi, Kadın. Buraya gelmek, burada vakit geçirmek ona iyi gelmişti.
Cem de bu sırada Büyükada'daki evlerini düşünüyor, satmak zorunda kalışına üzülüyordu.
"İnsanın adada bir evinin olması çok güzel, ama satmana üzüldüm," dedi Kadın. "Aslında oraya taşınmayı düşünmedim değil. Ama hep o hafta sonu kalabalığını gözümde büyütüyorum."
Sonra Cem, ona hikâyesinin kalan kısmını anlattı. Annesini yitirdikten sonra kalan borçları kapatmak için evi satmak zorunda kalmıştı. Hatta geçirdiği son yaz, bir köşeye toplanmış eşyalar, tozlu çerçeveler ve annesinin kendisi tarafından yapılmış karakalem resmi duvarda asılıydı. O pencereden baktıkça sahilde, kumdan kaleler yapan çocukluğuna bakıyordu sanki. Çünkü çocukken dalgalar gelip bileklerini kavradığında kafasını kaldırır ve o pencereye, annesinin onu izlediği yere bakardı.
"Yeniden orada oturmayı düşünmedin mi?" diye sordu Kadın.
"Korktum bundan. Bana acı veren zamanlardı çoğu. Önce babamı kaybettim, sonra annemle birlikte Ankara'ya gittik."
"Kaç yaşındaydın?"
"On yedi. Her şeyden uzaklaşmak için Ankara'da bir üniversite yazmıştım, ama annem de benimle birlikte gelmek zorunda kalmıştı. Bir yıl sonra kocası ölen teyzem de bize katılınca o ruh halini hiçbir zaman atamadım üzerimden. Hep suskunluk hali ve gizli gizli ağlamalar. Yaşamda neden güç alacağımı bilmiyordum. Bir an önce okul bitsin istiyordum. Sonra bitti ve biz döndük. Ama dönmemiz de anlamsızlaşmıştı. Çünkü buraya bizi bağlayan hiçbir şey yoktu. Babamın yokluğunu dört yıl geçmesine karşın hissediyorduk. Belki onun öğütlerine, kulağıma küpe olsun diye vereceği öğütlere en çok ihtiyacım olduğu zamanlarda bir yalnızlıkla kaplanmıştı her yanım.. Arkadaşlarımın çoğu gibi ben de İstanbul'daydım, ama adaya baktığım yer adadan gördüğüm yerle aynı değildi. Neyse ki bir arkadaşım var. Hâlâ çok yakınız. Nuran."
"Nuran?"
"Erkek. Kadın adı gibi, ama değil. Kafayı görmeye, bakmaya, rüyalara takmış bir fotoğrafçı. Aslında martıdan başka bir şey çektiği yok. Çocukluğumuzdan beri hiç ayrılmadık. Sık sık onu ziyarete gidiyorum. Tanışmanı isterim."
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder