21 Nisan 2014 Pazartesi

Zümrüt Ayna

Zümrüt Ayna, A. M. Celal Şengör  tarafından yazılmıştır.http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Ka Kitap, Deneme, 9786056430831, 238 Sayfa, Şubat/2014
Kitabın 132. ve 133. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Batı Grönland'da dünyanın en yaşlı kayaçlarını İncelemek için yapacağım bir geziye gideceğim sırada Yükseköğretim Kurulu ile Sayın Cumhurbaşkanı arasında rektörlerin atanma-sına ilişkin bir kriz meydana gelmişti. Bunun akılcı bir diyalog ortamında çözülmesi temennisi ile bu konuda yayımlanan bir yazımı (bkz. Bu kitapta bölüm XVII-Ek 3) bitirerek Grönland'a uçtum. Isua Bölgesi'nde dış dünya ile birbuçuk hafta her türlü temastan yoksun olarak kaldıktan sonra yurda döndüğümde, üniversiteyi yaralayacağından endişe ettiğim krizin, bizzat cumhurbaşkanlığı makamını da gölgesi altına alacak şekilde büyüdüğünü görerek hem bir vatandaş hem de bir üniversite öğretim üyesi olarak üzüntü ve telâşa kapıldım. Krizin tek kökeni, ona neden olan tarafların açıklıktan kaçınmalarıdır. Bu, bir demokraside en affedilmeyecek suçtur. Demokrasi ve ona temel olan bilimsel düşünce, sorunların açıldıkla tartışılmasını gerektirir. Sorun çözerken, ne veriler, ne yöntemler, ne de sonuçlar gizlenmelidir. İyi niyet burada açıklığın gereği bir diğer temel unsurdur.
Sayın Cumhurbaşkanı ile YÖK arasında oluşan krizde başlangıçta, devletimizin başının inandığı izlenimini verdiği bir çoğulcu demokrasi anlayışı çerçevesinde YÖK'ün Cumhurbaşkanlığı yüksek katına arzettiği listeye—kanunda yeri olmasa bile—itiraz etmesi hem pek çok öğretim üyesi hem de üniversiteye dışarıdan bakan pek çok kişi tarafından belli bir sempatiyle karşılanmıştı. Ben ise, üniversitenin yalnızca kendi içinden ve öğretim üyeleri arasındaki bilimsel beceri farkını gözardı eden bir çoğulcu demokratik yöntemle yönetilmesinin sakıncalarını yukarıda Bölüm XVII-Ek 3'ü oluşturan yazımda dile getirmiştim. O yazımda kanım, Sayın Cumhurbaşkanının, hem daha önceki sözlü ifadelerinden hem de YÖK'e yaptığı itirazının basına yansıyan kısımlarından, böyle bir sisteme inandığı idi.
Grönland dönüşü, yokluğumda çıkan gazete haberlerini ve makalelerini bu nedenle hem büyük bir hayret hem de aynı büyüklükte bir düş kırıklığı içinde okudum. Sayın Cumhurbaşkanı, 9 Eylül Üniversitesi için eleştirdiği YÖK'ün o üniversitedeki rektör sıralamasında yaptığının aynısını, aynı şekilde hiçbir gerekçe göstermeyerek, 19 Mayıs Üniversitesi için rektör atarken yapmıştı. Acaba birileri kulağına birşeyler mi söylemiş, önüne bazı gizli belgeler mi sıralamıştı? Rektör seçim, eleme ve atamalarında herkesin bildiği veya tahmin ettiği bilimsel ve idari kıstaslar dışında acaba halkın bilmemesi gereken, yalnızca bazı grupların bilebileceği sınırlamalar mı vardı? Aynı devletin parçaları olan YOK bunları kullanırken suç, devletin başkanı kullanırken sevap mı işliyordu?
Sayın Cumhurbaşkanı üstelik elemeler hakkında kendisine bilgi arzetmek isteyen YÖK Başkanı'nı kabul etmeyerek devletin bu düzeyinde pek alışılmamış ve yadırganacak bir içine kapanıklık sergilemiştir.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder