20 Mart 2013 Çarşamba

Alev Alatlı - Beyaz Türkler Küstüler

# Alev Alatlı - Beyaz Türkler Küstüler #

Kırmızı halı paçozluğu

(1)

31 Aralık 2010. Günay Rodoplu'nun ölüm yıl dönümü. Karanlık, ıslak bir sabah. Mehmet beni uyandırmamak için usulca kalktı, yatak odamızın perdesini araladı, Teşvikiye Camii'ni seyretmeye durdu.

Sessiz, abartısız, palavrasız ve tümüyle kişiye özel, her yıl tekrarlanan bir anma törenidir bu. Sabah ezanından hayli önce başlar, müezzinin o son la ilahe illallah yakarışıyla hitam bulur. Yatağımıza döndüğünde hayli üşümüştür, sakat bacağı yaprak gibi titrer. Telaşa vermeden yaklaşmaya, ısıtmaya davranırım. Ne Mehmet yüzler kapalı gözlerimin ardından kendisini seyrettiğimi, ne de ben ikrar ederim. Yıllar içinde geliştirdiğimiz bir mutabakattır, Rodoplu'nun ölümü üzerine konuşulmaz. Mezarı ziyaret edilmez. Melali avutmaya çalışmanın nafileliğini nicedir kabullenmişizdir, matemini mahrem bir sır gibi paylaşırız. Bakışlarımız bile karşılaşmaz. Buna karşın, fikriyle zikriyle kesintisiz bir varoluştur Günay. Bizimle yaşar. Mübeccel Atıye Hanım, annem, "Hitchcock'un Rebecca'sı!" diye takılır. 1940'lı yıllarda, Ankara Dil Tarih'te okurken izlediği gerilim filmidir Rebecca. Alfred Hitchcock'un ilklerinden birisi. Başroldeki Laurence Olivier'ın müteveffa ilk eşinin hayaleti, ikinci eşine musallattır. Kendisinin durduğu yerden bakıldığında bütünüyle haksız da değildir, Mübeccel Atıye. Lakin, Mehmet'i birinden kıskanacak olsam, Yasemin'den kıskanırdım. Mehmet'in ilk eşi Yasemin, efsanevi bir militandı THKP-C'de. Günay Rodoplu ise bir "ahir zaman piri, bir üstade." Annem bunu bilmez ama aslında kişiliği itibariyle Rodoplu öz kızı ben Meral'den daha yakındır kendisine. Hatta Mehmet Sedes'in "ben"imle değil, Mübeccel Atıye ve Günay'ın da içkin olduğu "biz"imle evli olduğunu düşündüğüm olur.

                                                

Enderdir ama bazen Nişantaşı semalarında atmosferik bir durum oluşur, Şişli camilerinin kametleri bizim dairede patlar. O sabah da öyle oldu. Teşvikiye, Muradiye, Osmanbey, hatta Maçka Camii müezzinleri, camın önünde ihtirama duran Mehmet Bey'e katılmış, Rodoplu'nun anısını onurlandırırmış gibi oldular. Dokunaklı bir tevafuktu, sabahın kör karanlığında sokaklara dökülen belediye işçilerinin dandunuyla dağıldı. Mustafa Sarıgül'ün "Kentsel Tasarım Projesi" kapsamında "baştan aşağı yenilenen" mahallemiz, o gece "Türkiye'de bugüne kadar görülmeyen bir 'şov'a imza atmaya hazırlanıyordu. "RTL, SATI, BBC, FOX International ve Fransız TV5 kanalları bizimle caddede yılbaşı çekimi yapmak için konuştu," diye demeç verdi Mustafa. "Reuters da Nişantaşı'nda olacak ve dünyanın bütün tivileri New York, Londra ve Berlin'le birlikte bir de Nişantaşı'nı gösterecek. Bence bu dünyadaki en büyük şov olacak! Paris Champs-Elysees, New York 5'inci Cadde ve Londra Piccadilly Meydanı ile yarışacağız. Ben Piccadilly'yi geçeceğimiz kanısındayım. Çünkü orada ayrı bir meydan var ama fazla oturan yok. Burada is sokaklar da, oturanlar da yaşayacak."


Bu alıntı tanıtım amacıyla yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder