14 Mart 2013 Perşembe

Yaşar Kemal'le komşu olup da orada oturduğunu bilmeyen gençler var

14 Mart 2013 tarihli Cumhuriyet Kitap Eki'nde Nuray Kaya'nın Everest Yayınları'nın çok sevdiğimiz yazarı Buket Uzuner'le bir röportajı var. Buket Hanım'ın cevapları o kadar samimi, içten ve öğretici ki, buraya yazmadan edemedik. Röportajdan kısa kısa notları aktarıyoruz...

                                      

- Bir yazarın "Bu benim en iyi kitabım" dediği andan itibaren artık yazamayacağı söylenir. Katılıyor musunuz?

Nâzım Hikmet "En iyi şiirim henüz yazmadığım şiirdir", diyor. O aslında hepimiz için geçerli. Hayatta en iyi mesleği yapıyorum, en mutlu ilişkiyi yaşıyorum vs. gibi bütün istediklerime eriştim, doygunluğa ulaştım dediğiniz anda yeni bir şey yapmak için motivasyonunuz da kendisine gerek kalmadığı için çekip gitmiştir. Naçizane bendeniz, büyük başarıya ulaşmanın parlak cazibesinde aslında ölüm gibi bir sonun saklı olduğunu düşünürüm çünkü o en üst noktanın arkası karanlık, gizemli ve açıkçası bitişin ilânıdır biraz da...

- Dünyadaki en büyük mucize çok gençken iyi bir öğretmene rastlamaksa eğer, genç kuşağa hangi tavsiyelerde bulunursunuz? Özellikle Attilâ İlhan ustayı yakından tanıma şansınızı düşünürsek...

(...) İnsanın içinde merak, kendini geliştirmek arzusu ve hayal etmeye cesaret dürtüsü yoksa önünüze on tane Attilâ İlhan, Sevgi Soysal, Aristo, Mevlâna, Leonardo çıksa bile onları görmeden geçersiniz.

Yaşar Kemal'le komşu olup da orada oturduğunu bilmeyen gençler var. (...) Ün, kişiye eserleriyle, yani ürettiği işlerle gelebiliyorsa kalıcı olur çünkü, ün havai ruhlu bir kelebek gibidir; ancak eserleri uzun yaşayanın adına konup kalmayı seçer.

                                                 

- Kitapların yasaklanması için çabalayanlara neler söylemek istersiniz?

Kitapları silah olarak görmek diktatör kafaların icadıdır. (...) "Dünya dönüyor," dediği için öldürülen Galileo'nun son sözü "Ama dönüyor," olmuştur. (...) Sözden, düşünceden, insan zekâsından ve adaletinden korkanlar daima kitapları yasaklarlar; ama hiç başarılı olamamışlardır, çünkü o yazarları yok etseler de yazı kalır.

- Türkiye'nin 2006 yılında aldığı Nobel ödülünün ülke yazarlarımızın ve dilimizin tanıtımına katkıları olduğunu düşünüyor musunuz?

(...) Aynı dilde yazan bir yazar olarak benim için Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasının dil açısından önemi vardır. Pamuk'un romanlarını sevip sevmemek tamamen kişisel bir tercihtir ve edebiyat da sonunda bir sanattır. Sık sık yabancı yazar ve yayıncılarla karşılaşma şansı olan bir yazar olarak, bu ödül edebiyatımızın daha yakından tanınmasına ve ilgiye yol açmıştır diyebilirim.

----

Belirtmekte fayda var: Sevgili Buket Uzuner'in kült romanı "İki Yeşil Susamuru" Şubat 2013'te 22. yılını doldurdu. Everest Yayınları bu romanın hem 22. Yılı hem de 50. Baskısı olması dolayısıyla ciltli özel basımı gerçekleştirdi.

Buket Uzuner resmi internet sayfası: buketuzuner.com

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder