14 Haziran 2013 Cuma

Feyza Hepçilingirler - Kırlangıçsız Geçti Yaz | Kitaptan okuma parçası

# Feyza Hepçilingirler - Kırlangıçsız Geçti Yaz | Kitaptan okuma parçası #

Öykünün tadını bilenlere Feyza Hepçilingirler'den bir şölen daveti: Kırlangıçsız Geçti Yaz...

           

Sevginin Eskimezliği

Yıllar önce görülen bir düşün gerçekleşmesi gibi çıkar insanın karşısına Ayvalık. Mezarlığın bulunduğu tepeyi arkada bırakıp yokuş aşağı sallandınız mı, çam ağaçlarının arasından, sizi şaşkına uğrattığını bilerek açıverir yüzünün perdesini. Aaa, deyip irkilince siz, o, güzelliğine güvenen genç kız çapkınlığıyla tatlı tatlı gülümser. Hep bu şaşırtıcı yoldan gelip gitti Ayvalık'a, Ayvalık'ın sürprizini doyasıya yaşamak istedi. Yeni yollar onu ilgilendirmiyor.

Yıllarca uğranmamış doğum yerlerine gelindiğinde insanı nelerin beklediğini bildiği için, kendisini düş kırıklıklarına hazırladı sayılır. Şu tepeye doğru sıklaşan çam ağaçlarının arasındaki evlerde oturanlar değişmişlerdir; birçoğunun kızı evlenmiş; oğlu, kaçırdığı kızı, gelin diye getirip ailesinin başına yıktıktan sonra, çekip büyük kentlere çalışmaya gitmiştir. Başka yerlerdeki yaşamın güçlüğüne yak uydurmayan kolaygöçer takımı, bir de Ayvalık'ta şanslarını denemek için gelip uydurma evcikler kondurmuşlardır tepelere. Ya bir yağ, ya bir sabun fabrikasında iş bulma umudu; zeytin zamanı toplayıcısına, sırıkçısına bırakmıştır yerini. Bu gerçeğe çabuk alışanlar daha önce, geç alışanlar daha sonra benimsemişlerdir yeni yerlerini; aman, olsun, güzelliği yeter, deyip yurt tutmuşlardır Ayvalık'ı; bir bölümü de İzmir'de şansını denemek için yeniden yola koyulmuştur.

Salim, Ayvalık'ı, dışardan bakanların gördükleri gibi değerlendirmesinin olanaksız olduğunu düşündü. Yalnız deniz, tepedeki çamlar, az önceki zeytin ağaçları değildi Ayvalık onun için; yeni kazılan temellere girilerek oynanan saklambaç oyunuydu, ellerde kızarması beklenen kaya kınasıydı, akşamüstleri bir bez içinde ovuşturulan ekmek ve peynir kırıklarından hazırlanmış kuşyemi kahvaltısıydı, okul günleriydi, annesinin ölümüydü, anneannesinin, acıları örtmeyi ve ne olursa olsun sevgiyi eksiltmemeyi bilen, öpülesi kırışıklarla dolu yüzüydü.

Anneannesi dışında her şey değişmiş olabilir. Geceleri kilim serip oturdukları deniz kıyısına apartmanlar dikilmiş, İğdeli kahvenin adı Dallas Bilardo Salonu'na, Sümüklü Neco diye takıldıkları Öksüz Necmi, iki oğlan babası orta yaşlı bir balıkçıya dönüşmüş olabilir; ama anneannesi hep bildiği gibi kalacaktır: Sitem etmeyen, ağzına dek gelen acı sözleri ağulu şerbet gibi içine akıtan; yoksulluğunu ekmeğine katık edip Salim'e baklava, börek sunmaya çalışan güler yüzlü ihtiyar. Anneannesinin değişmeyeceğine duyduğu sonsuz güven olmasa, bunca yıldan sonra kalkıp gelmeye cesaret edemezdi. Yakınlarından, tanışlardan neler duyacağını aşağı yukarı biliyor: Hayırsızlık suçlamaları, bayramlarda gönderilmemiş tebriklerin sitemi, iki satırcık olsun yazmamış olmanın günahı birer birer dile getirilecek, yüzüne çarpılacak. Hele Selim Ayvalık'taysa... Ağabeyim olacaksın, niye bir arayıp sormadın beni, ne iş tutarım, nasıl yaşarım, hiç merak etmedin mi, diye arka arkaya sıralayacaktır tüm biriktirdiklerini.

---

Feyza Hepçilingirler - Kırlangıçsız Geçti Yaz | Everest Yayınları, Hikâye, 140 sayfa, Haziran 2013.

Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder