23 Haziran 2013 Pazar

Yukio Mişima - Denizi Yitiren Denizci | Kitaptan okuma parçası

# Yukio Mişima - Denizi Yitiren Denizci | Kitaptan okuma parçası #

Yukio Mişima ülkemizde Yaz Ortasında Ölüm adlı hikâye kitabı ve Bir Maskenin İtirafları adlı romanıyla hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşmış durumda. Japonya'dan çıkan en büyük yazarlardan biri olan Mişima'nın boşluk algısını Marguerite Yourcenar'ın kaleminden de Mişima ya da Boşluk Algısı kitabından okuyabilmek mümkün.

Denizi Yitiren Denizci, Mişima'nın Türkçede yayımlanan son romanı. Kitaptan tadımlık bir bölüm sunuyoruz.

                  

Birinci Bölüm: Yaz

- 1 -

"İyi uykular yavrum."

Noboru'nun annesi yatak odasının kapısını kapadı, kilitledi. Yangın çıkarsa ne yapardı ki? İlk işi oğlunun kapısını açmak olurdu kuşkusuz - kendi kendine böyle söz vermişti. Ya tahta kapı sıcaktan şişerse, ya kapının boyası anahtar deliğini tıkarsa? Ya pencere? Aşağıda çakıllı bir yol vardı, üstelik evin ikinci katı umut kıracak kadar yüksektir.

Noboru başına gelen bu belayı kendi aranmıştı. Şef'in sözüne uyup o gece evden kaçmasa bunlar hiç olmayacaktı. Sonradan onu sıkıştırmışlar, soru yağmuruna tutmuşlar, yine de Noboru, Şef'in adını söylememiş, onu ele vermemişti.

Noboru'lar, Yokohama ili Naka ilçesi Yamate mahallesindeki Yado Tepesi'nde, ölen babasının yaptığı evde otururlardı. Savaştan sonra işgal ordusu eve el koymuş, üst kattaki bütün yatak odalarının içine birer tuvalet yaptırılmıştı. Geceleri kapının üstünden kilitlenmesinde herhangi bir sakınca yoktu. Ama on üç yaşında bir çocuk için, bu dayanılmaz bir aşağılanma anlamını taşıyordu.

Eve bekçilik etsin diye bir sabah yalnız bırakılan Noboru, öfkesini kusacak bir şeyler bulabilmek için odasının altını üstüne getirmeye başladı.

Annesinin yatak odasına bitişik duvarda gömme bir konsol vardı. Noboru bütün çekmeceleri çekti. İçindekileri fırlatıp yere atarken boş çekmecelerin birine ışık düştüğünü fark etti.

Hemen kafasını çekmecenin boşluğuna soktu ve ışığın kaynağını buldu: Denizden yansıyan yaz güneşi annesinin boş yatak odasına vuruyordu. Vücudunu kıvırsa o boşluğa sığardı. Hatta yüzükoyun yere uzansa bir büyük adam bile yarı beline kadar rahatça girerdi. Noboru, bu delikten bakarken annesinin yatak odasını, yeni ve diri, taze bir şeylerin varlığı olarak algıladı.

Babasının New Orleans'tan getirttiği parlak, pirinç karyolalar, babasının ölümünden önce olduğu gibi, soldaki duvara dayanmıştı. Karyolalardan birinin üzerine yatak örtüsü serilmişti. Beyaz örtüde kocaman bir "K" harfi işliydi: Soyadları Kuroda idi. Uzun mavi kurdeleli, lacivert bir hasır şapka yatağın üzerinde duruyordu. Komodinin üzerinde de mavi bir vantilatör vardı.

Sağ taraftaki pencereye yakın bir yerde, üç kanatlı oval aynasıyla bir tuvalet masası bulunuyordu. Aynanın kanatları iyice kapanmamıştı. Kanatların arasındaki aralıktan aynanın kenarları buz kırıkları gibi parlıyordu. Aynanın önünde boy boy şişelerden oluşan bir şehir uzanıyordu: Kolonya şişeleri, parfüm şişeleri, mor renkli lavanta esansı şişeleri, kesmeleri gümüştü parıldayan Bohemya işi kristal kâse... Kurumuş sedir ağacı yaprakları gibi buruşmuş duran koyu kahverengi dantel eldivenler.

Tuvalet masasının karşısında, pencere duvarına yaslanmış bir kanepe, iki koltuk, ayaklı abajur ve alçak, zarif bir masa duruyordu. El kasnağı, yeni nakışlanmış örneğiyle kanepenin üzerine bırakılmıştı. Böyle şeylerin modası çoktan geçmişti, ama Noboru'nun annesi elişlerine bayılırdı. kasnaktaki örme gümüşü gri üzerine işlenen cicili bicili bir kuşun, belki bir papağanın kanatlarına benziyordu. Kasnağın yanında, diğer teki olmayan uzun bir kadın çorabı, hiddetle çıkarılıp oraya atılmıştı. Ten rengi çorabın naylonu ile kanepenin suni ipek döşemesinin birleşimi odaya kıpır kıpır bir hava veriyordu. Annesi tam dışarı çıkacakken çorabının kaçtığını fark etmiş ve alelacele değiştirmiş olmalıydı.

Pencereden göz alıcı gökyüzü ve denizden yansıyan ışıkta çini gibi sert ve parlak duran bulut kırıntıları görünüyordu.

---

Yukio Mişima - Denizi Yitiren Denizci | Can Yayınları, Roman, Çeviren Seçkin Selvi, 156 sayfa, Haziran 2013.

Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder