16 Eylül 2013 Pazartesi

Ekinin Harman Olduğu Yer

Ekinin Harman Olduğu Yer


Ekinin Harman Olduğu Yer, Feyza Hepçilingirler tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Everest Yayınları, Deneme, 379 Sayfa, 97860514716731, Eylül / 2013


Kitapgalerisi.com Takipçilerine özel kitabın ilk üç sayfasından, tanıtım amaçlı ALINTI yapılmıştır.


1 Temmuz 2011, Cuma
ABD'yi sevmem. Lise yıllarımdan bu yana ABD karşıtı olmuşumdur. Ancak Amerikalılarla bir alıp veremediğim yok. Şu anda bulunduğum bölgede Hollywood romantik komedilerinde gördüğümüz sarışın, uzun boylu, mavi gözlü Amerikalı da pek yok. ABD bu bölgeyi (Kaliforniya) Meksika ile savaşarak ele geçirmiş. Nasıl olmuşsa bir değerbilirlik göstermiş, yer adlarını değiştirmemiş. Bu bölgede Los Angeles'tan San Francisco'ya kadar yer adlarının çoğu İspanyolca: San Luis Obispo, Atascadero, Santa Margarita, Paso Robles... Kızılderililere karşı öyle bir değerbilirlik göstermemiş ama. Korunmuş Kızılderili adları da varmış; ama tek tük.
Neredeyse iki aydır buradayım. İlk torunumun doğumunda bulunmak, sonrasında da ilk aylarda bebeğe ve annesine yardımcı olmak için geldim. Gezmeye, çevreyi görmeye ayıracak zamanı pek bulamadım. Bugün başka bir kasabaya, dünürlerimizin yaşadığı Lake Isabella'ya gidiyoruz. Okyanustan uzaklaştıkça doğa sararıyor; daha içerlerde çöl denebilecek kadar çorak bir doğa görecekmişız. Şimdilik yeşil. Badem ağaçlarından oluşan korular var sağda solda; ama en çok bağ gördük. Bu bölge şarabıyla çok ünlü. Göz alabildiğine uzanan bağlar, daha çok, şaraplık üzüm bağlan olmalı. Ama ne kadar bakımlılar. Düzgün sıralar halinde dikilen asmalar, aralarından geçen tellerle askıya alınmış; altlan koyu bir gölge.
John Steinbeck buralıymış. Steinbeck'in memleketi, Atascadero ile San Francisco'nun arasında bulunan Salinas. Oralara kadar git-meyecekmişiz; ama az önce geçtiğimiz Bakersfield kasabası, Gazap Üzümleri romanında anlatılan ailenin gelip durduğu portakal ağaçlı bölgenin ta kendisiymiş. Daha sonra da yol üstü dinlenme tesisinin bulunduğu bir benzin istasyonundan geçtik. James Dean'in 1955'te öldüğü yerde yapılan bir tesis bu. Bunca yıl sonra bile James Dean'in anısı canlı tutuluyor. Onun fotoğraflarına, Marilyn Monreo'nunki-ler de eklenince gün yirmi dört saat, dolup dolup boşalan bir yer olmuş burası.

5 Temmuz Salı
Dûn ABD'nin kurtuluş günüydü; ama bizim bulunduğumuz kasabada havai fişek gösterileri cumartesi gecesi yapıldı. Önceki yıllarda çeşitli yerlerden atıldığında tehlikeli olduğu gözlendiği için gölün üzerindeki bir adacıktan atıldı havai fişekler. Kasabaya adını veren Lake İsabella, 19501i yıllarda insan eliyle yapılmış, çok büyük bir göl. Çevresinde hep küçük küçük kasabalar. Gölde balık tutuluyor, su sporları yapılıyor, yüzülüyor. Amerikalının yüzmek için gireceği deniz yok. Pasifik Okyanusu, adının söylediği kadar "pasif" değil. Yazın en civcivli zamanında bile okyanusa girmek yürek ister. Zaten okyanus kıyısına gittiğinizde serinlemek ne, üşüyorsunuz, suya girmek aklınıza bile gelmiyor. Yüzme isteğini göl-lerde, akarsularda gideriyor Amerikalı. Göllere çok iyi bakıyorlar. Her kasabanın yakınında, her an ulaşılabilecek birkaç tane gol var.

Tatil günlerinde göl kıyıları piknik alanı oluyor. Lake İsabella'yı besleyen ırmakta her çeşit su sporu yapılıyor; ama su kimi yerde o kadar şiddetli akıyor ki ölümlere yol açabiliyor. Bugünkü yerel gazetede üç günlük tatil süresinde üç kişinin öldüğü, bir kişinin de kaybolduğu haberi vardı.

8 Temmuz Cuma
Ayşegül Doğan: "... oğluma bebekliğinden beri kitap okurum, anadilini düzgün öğrenmenin, kelimelerini seçerek cümle kurmanın ve de konuşmanın öneminden sürekli bahsederim." diyen bir anne. İlk kez, birinci sınıfa giden yedi yaşındaki oğlunun ağzından duyduğu, deyim olup olmadığına karar veremediği söyleyişi bir arkadaşının ağzından da duyunca bana yazmaya karar vermiş. Yanılmıyorsam bu söze eşlik eden bir de işaret var. Sağ elin ayasıyla yumruk biçimine getirilmiş sol ele hızlıca vurularak, hatta "Aha! Ahanda!" gibi küçük ve garip bir çığlık eklenerek söyleniyor: "Bu da sana kapak olsun." Nasıl, nereden, kimden çıktığı konusunda hiç bilgim yok. Yasaklanması gereken (!), ayıplanacak bir kullanım sayılmasa da küçük bir çocuğun dilinde ürkütücü duracağı kesin. Argo bir söyleyiş, ama küfür değil. Birileri de böyle anlatmak istiyorlarsa duygularını bırakınız anlatsınlar. Deyim olup olmadığına gelince... "Kapak olmak" ya da "Birine kapak olmak" diye yakında deyim sözlüklerine girebilir.

11 Temmuz Pazartesi
Tatil sürüyor, değil mi? O zaman Altay Çokaktaş'ın benimle Paylaştığı haberi ben de okurlarımla paylaşayım: "Çocuk dostu Ahmet Özdikenli Tatil Kitabı' demiş, kitap sözcüğünü çarpı işareti ile yasaklamış. Alt satıra 'defteri' yazmış; olmuş Tatil Defteri.
Anne-babalara çok kısa bir sunu ile çocuklara tatil kitabı yerine tatil defteri, gerekliliğini ifade etmiş. Defter sahibi küçük dostlarına da ders tekrarı kitabı yerine, tatildeki gözlemlerini, etkinlikleri, hatta hayal ettiklerini kalemle ifade etmeleri için iyi tatiller demiş. On bir yaşında, tatil defteri olan bir dostunun defterinden yazı-resim üç örnek ile defteri sonlamış. 'Senin sayfan başlıyor' diyerek 40 boş, çizgisiz defter yaprağı ile küçük dostlarını baş başa bırakmış. "Doğrusu bu kadar yüreklendirilmeyi görünce çocuk olmak istedim." demiş Çokaktaş. Ben de hem Ahmet Özdikenli'yi kutlamak hem de çocuklarına tatil kitabı yerine tatil defteri almak isteyen ana babalara haber vermek istedim.





Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder