27 Eylül 2013 Cuma

Şeyhtanın Son Günü

Şeyhtanın Son Günü

Şeyhtanın Son Günü, Burak Özdemir tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Doğum Günü Yayınları, Roman, 9789944025294, 410 Sayfa, Temmuz/2013


Kitabın 137. 138. ve 139. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Müslümanlar hallerinden ne kadar memnun görünüyorlar değil mi?

İslam'ın sıkıştırıldığı yere isyan etmeyen din-darın dine bağlılığı şüphe altındadır. Hastalandığında seni
iyileştiren ilaç, seni A noktasından B noktasına taşıyan araç, ambulans çağırmak için eline aldığın telefon
gibi hayatını sarmalayan elzem unsurların tamamına yakını Batı düşüncesinin bir eseridir. Bâtın artık, batının
elindedir. İslam isimli dinin, hayatın bu gelişmelerindeki yeri, yok noktasındadır. Din-darların kendilerini gelişmeye kapatarak kendi kendilerine yuvarlandıkları rutin günler birbirini kovalarken, dışarıda bilim İnsanları, yaratılıştan bir mitoloji olarak bahsediyor durumdadırlar, İbrahim, Musa,Muhammed bunların her biri artık birer efsaneden ibaret olarak tanımlanmakta ve tanıtılmaktadır. İbrahim, Musa, Muhammed History Channel'da antik uzaylılardan sonraki programın konusu haline gelmiştir. Discovery Channel'dan

uzaklaştırılmış İslam, History Channel'ın antik temalarından sadece biri durumundadır. Bu duruma içinde bir isyan uyanmayan bir din-darın Hamiyet-i İslamiyye duygusunun varlığı da gerçek olmayan bir başka efsanedir.

Efsane avcılar diye bir program var. Halk arasındaki efsanelerin rasyonelini araştırıyorlar. Müslüman kültürüne bu şekilde bir girilse, çok ciddi ve kitlesel çözülmelerin olacağını düşünüyorum. Senin ne yapmaya çalıştığının da farkındayım. Bu inançlar yıkılmadan yerlerine sağlam tuğlalar koymanın uğraşındasın.
Çünkü mevcut Müslümanlık itikadlarının 21 yüzyıl değişimlerine baraj olması mümkün değil. Ve din gerçekten savunmasız durumda. Levh-i Mahfuz aynı zamanda dinin mevcudiyetinin de bir muhafızı. Rahatlığın nedeni acaba sana tevekkül olabilir mi?
Onlar henüz korku fazında oldukları için korkusuzca hareket ediyor olmaları mümkün değil. Korku düzleminin öğrenimleri gerçek anlamda çalışmaya, sen sevgi düzlemine geçtiğinde başlar. Gerçek korkusuzluk için sevginin düzleminde yaşıyor olman beklenir. Korkusuzlukla ilgili bilmen gerekenler var küçüğüm.
Müslümanların kültürel sorunlarına kafa yorduğun durumlar kendini ihmal etmen sonucunu yaratmamalı.
Farkındalığı kısıtlı Farkın-dar İnsan, suskun bir zihinle yaşar. Günü yaşar ve bu süreçte zihni günün getirdiklerine odaklıdır. Farkındalığı yükselmiş İnsan ise, farklı farklı olasılıkları beyninde canlandırıyordun Şöyle olması durumunda böyle davranmanın, böyle olması durumunda ise şöyle davranmanın hazırlıkları içindedir. Bilmen gereken önemli nokta işte tam burada yatar:

İHTİMAL FARKINDALIĞI KORKU DEĞİLDİR.

Farklı farklı ve olumsuz senaryoların beyninde canlanması ve seni tedbir almaya yönlendirmesi nitelikli cesarettir. İhtimal farkındalığı, korkusuz bir yaşamı delmez. İhtimallerden imtina etmek korkma değildir. Korku ile Çekince arasındaki farkın ayırdına varman, korkusuzca süreceğin yaşamın teminatıdır.
Korkusuzluk, ihtimallere karşı tıkanmış bir çift kulak olarak resmedilse de gerçek bunun tersidir. Gerçek korkusuz, olası tüm olumsuzların bilincindedir ve bunlar için sağlam planlar vardır. Tevekkül de bunlardan biridir. Korkululuk, olumsuz ihtimallerin olası veya gerçek pençesine düşmeye verilen addır. Korkularla yaşayanın karşı-korku planlan yoktur. Gerçek bir korkusuz Olabilmenin yolu, kulaklarını parmakla tıkamaktan değil, o kulağın ardında yüzen beyni hakkıyla çalıştırmaktan geçer. İhtimal farkındalığı olmayan
insan umarsız insandır. Korkusuz değil. Korkular, umarsızı uykusundan uyandırmak için musibet dozunu giderek artıracaktır. Umarsızlık, korkuların vaadettiği musibetleri katlandırmaktan başka işe yaramaz. Dinlememek farklı bir kaçış versiyonudur. Korkusuzluğun yolu onlardan kaçmak değildir. Korkusuzluk, korkuların senden kaçmaya başlamasıdır.

Korkularım! Korkun artık benden. Şükürler olsun. Yihuuuuuu....

Şükür konusunda bilmen gerekenler. Şüküre fazla eğilimli İnsan için, nimet bir külfet halini alır. Nimet, karşılığında şükür beklenerek verilen değildir. Şükrü sen kendin gösterirsin ki, bu, nimetin senin farkındalığına yaptığı olumlu bir katkıdır. Şükürsüz yaşamdan uzak durduğun gibi, sahip olduğun nimetlere aşırı şükürden de kaçın. Aşırı şükür koşullarında nimet, bağımsızlık törpüsüdür. Aşırı şükretmektense nimeti reddetmek daha evla bir seçim olabilir.


Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder