27 Eylül 2013 Cuma

Tarih Sohbetleri

Tarih Sohbetleri

Tarih Sohbetleri
, İlber Ortaylı tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Profil Yayıncılık, Tarih, 9789759963156, 192 Sayfa, Eylül/2011


Kitabın ilk iki sayfasından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.


Abdülbaki Gölpınarlı ve Yeni Nesil


Bizim kuşağın gençliğinde edebiyat tarihine ve tasavvuf tetkiklerine hükmeden büyük üstadlann sayısı çok sınırlıydı. Bu sayı artmadı, aksine aynı sahaya girenlerin çoğunlukla teknik donanımlarının bile bulunmadığı görüldü. Fuzuli uzmanlığına hazırlanan bir genç Farsça bilmiyordu, büyük şairin Farsça şiirlerini okumaya yeteneği yoktu. Divan edebiyatının arkasındaki Arab Fars hazinelerini mihenk taşı olarak kullanma yetenekleri yoktu vs.

Bendeniz Abdülbaki hocayı sadece uzaktan gördüm. Bir sohbetini dinlemiştim. Meclislerinde bulunamadım ve tabii öğrenciside olmadım. Daha da açıkçası o yaşarken okuduğum eserlerine hayran oldum, ama bu hayranlığım bugünkü derecede değildi. Yani "kitabın kaderi okuyucunun istidadına bağlıdır" demişler. Türkiye üniversite öğrencisine klasik edebiyat okuması için donanımı veremiyor. Benim öğrencilik yıllarımda divan edebiyatını sevmez geçinen hocalar bile aruz veznini öğretirdi. Bugünkü kuşakların ortaokul, lise yıllarında bu gibi bilgileri edinmesi mümkün değil.

Kimdi bu büyük üstadlar? Orhan Şaik Gökyay'ı tanıdık, sağcısı solcusu hayran olur ve severdi. Çoğumuzun siyasi olarak tanıdığı, hâlbuki eski metinleri çok iyi bilen Nihal Atsız, bir zamanlar Fuat Köprülü'nün yanında bu ikili ile arkadaş olan Pertev Naili Boratav. Divan edebiyatı, halk edebiyatı ve Osmanlı belgeleri üzerindeki bilgisi Fransa'da Gilles Veinstein'm başta geldiği bir uzmanlar kadrosu yetiştirilmesini sağladı. Bu üçünü muhtelif nedenlerle Türk üniversiteleri tavsiye etmiştir. Sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nın efsanevi müsteşarı Hikmet İlaydın, Hikmet Dizdaroğlu ve tabii Mahir İz. Yaşlan sekseni geçti, hatta doksanlarda öldüler. Arkalarından çok vah çekildi, elan da öyle. Zira Türkiye edebiyatının öğretmenlerine yeni nesilden ilaveler yapamadı.

Abdülbaki Gölpınarlı üstad üzerinde uzun tahlillere ve tasvirlere girişmek benim haddimi aşar. Zannediyorum eski dönemin Hafız-ı Şirazî sarihlerinin son temsilcisidir. Onun Arab Fars dili ve edebiyatındaki bilgisine ve edebiyat istilihatı, yani termi-nolojisindeki zenginliğine ve tasnif ustalığına bugünkü fanilerin yetişme mümkün görülmüyor. Yazdığı sayısız kitap kadar neşretmediği çuvallar dolusu dosya bırakmıştır. Bugün bir dosya çıkıyor, mezar şahideleri üzerinde tasnifli bir bilgi ihtiva ediyor. Çuval dolduran edebiyat istilihatı galiba Murat Bardakçı gibi talebelerinin elinde bunları neşredecek pehlivan lazım. Tıpkı Avus-turyalı ünlü tarihçi Joseph Hammer'in Şark edebiyatından yaptığı raflar dolusu tercümenin redaksiyonunu yapacak adam bulunamaması gibi.

Bütün Türk aydınlan gibi büyük üstadın da zikzaklan olmuştur. Herkes; "Divan Edebiyatı Beyanındadır" başlıklı polemik esere atıfta bulunur. Abdülbaki Gölpınarlı hoca bu eseri yazarken Nu-rullah Ataç'ın "Bari sen bunu yazma" dediği bilinir. Şu kadarını belirtmek lazım, üstad bu eserini yazdığına sonradan pişman olmuştur, ama dedikleri doğrudur. Divan edebiyatı tabii ki bunlar yüzünden çöpe atılacak değildir; çünkü o edebiyatın muhteşem yanlarını da gene o işaret etmiş, gene o ortaya koymuştur.

Sayısız eserinde değindiği noktalar ve getirdiği gün ışığı görmemiş bilgiler, halen geçerliliğini koruyor. Kimse ondan sonra ne Yunus Emre'nin ne de Melamilik tetkiklerinin üzerine habbe ekleyebilmiştir.


Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder