Kitabın 170. ve 171. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
bedran encu'nun ağıda
(02.03.1998-28.12.2011)
baba mesleğine çırak verildim
-ki yoktu başka da iş imkânı-
atalarımdan yadigârdı kaçakçılık
bulgur gibi dökülürdü alnımızdan ter
annemin adı sabriye, dedemin sadık
ayağı aksak, beş parmağı yok babamın
sağ koluyum, derdine gamma ortağım
anneme, ekmeğe babam kadar sadığım
avucumuz umut teknesidir on nüfusa
kanımıza mikrop gibi işlenmiş değil fakirlik
bize sonradan reva görülen bir mahbestir
lâkin gündüz ensemizden inmiyor
gece koynumuzdan çıkmıyordu
küçüktüm, büyüktü boğaz derdi
çabuk büyüdüm koştum kaçağa
dedim ya ecdadımdan asırlık mirastı kaçakçılık
ben, sapan taşı atıp kuş avlamadım
demir kuşlar kanatlarında saçtı ölümü
keklik yerine insan avlandı gülyazı'da
günbegün kapımızı dövüp durdu yokluk
bu zalim derebeyi kaç kuşak güttü anne
üçayak oyunu değil bu bermuda üçgenidir
uyur mu yüreğine hançer saplanan
insan cirit atarken yokluk, sınır tanır mı açlık
yoksulluk yürekte bir hançer yarasıdır
ele güne karşı yokluğa giydirdiğim elbise
elbette ki onurdur anne
allah'ım akıbetimizi en iyi sen biliyorsun
genişlet sadrını şairin, sırrımıza vakıf kıl
dökülsün kalem kelama, yazılsın halimiz
ne çocuk afacanlığıdır ne de bir macera
bilinsin ki ekmek kavgasına Ömür vermişim
küçüktüm, hayatın bileği demirdendi
güreşe tutuştuk, yenildim; canımla ödedim.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder