18 Haziran 2014 Çarşamba

Halkın İradesi

Halkın İradesi, Jasper Kent  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Can Yayınları, Roman, 9789750721984, 511 Sayfa, Haziran/2014
Kitabın 236. ve 237. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Cesedi bulunduktan bir gün sonraki bütün gazetelerde Luka'nın ölümü baş sayfadaydı. Mihail bir şeyden kuşkulanmıştı. Luka'yı birkaç kez aramış ve onu hiç evde bulamamıştı. Çarşamba akşamı Maksimilyanovskiy Yolu 'ndaki evin kapısında jandarmaların durduğunu görmüş ve yoluna devam etmişti. Perşembe günü de gerçeği öğrendi.
Haber ihtiyatlı verilmişti ama neyse ki bir tek şey açıktı: Luka bir vampir tarafından öldürülmemişti. Yaralar bu varsayıma uymuyordu; başının yan tarafındaki yara nihaî ölüm sebebi değildi fakat ne o ne de boğulma olayı Zimeyeviç'in, Dimitriy'in veya Yuda'nın işiydi.
Ceset şans eseri bulunmuştu. Normalde ya denize sürüklenir ya da ilkbahara kadar donmuş nehrin bir yerinde saklı kalırdı ama buzda her zaman bir-iki delik olurdu ve ceset tam Büyük Nevka'nın Neva'dan ayrıldığı yerde bu deliklerden birinin kenarına takılmıştı. Onu öldüren her kimse cesedin bulunmasını istememişti. Mihail'in aklına iki olasılık geliyordu: ya Luka Ohrana'dan kaçıyordu ve onların kendisini yakalama girişimleri fazlaca ileri gitmişti ya da -haklı gerekçelerle veya bir polis muhbiri kabul edilerek- kendi yandaşlarınca öldürülmüştü. Bunu kesinlikle yapabilirlerdi. Mihail birkaç yıl önce Gorinoviç adındaki bir hükümet muhbiri hakkında duyduklarını hatırlıyordu. Onu kandırarak Odessa yakınlarında bir demiryolu yan hattına gelmesini sağlamış, orada bıçaklamış ve tanınmaması için yüzüne sönmemiş kireç dökmüşlerdi. Ama sağ kalmıştı ve güçbela güvenli bir yere ulaştığında göğsüne iliştirmiş oldukları kâğıt hâlâ rahatça okunabiliyordu: "Bir casusun akıbetine tanıklık ediyorsunuz." Luka'yı öldüren Halkın İradesi'yse, o zaman daha etkili ve daha az gösterişli bir tavrı benimsemişti.
Ama asıl nedeni ne olursa olsun, Mihail, Luka'nın Ölümünün -kendisi hakkında bir şeyler bilen az sayıda kişiden birinin daha ortadan kalkmasına vesile olduğu için-Yuda'nın ne kadar işine geldiğini biliyordu. Yuda, Petro-Pavel Kalesi'nde hapisti ama Mihail bunun Yuda'nın istediği şeye ulaşması için pek bir engel teşkil etmediğini biliyordu. Luka ölümünden bir gün Önce Yuda'yı ziyaret etmişti; ona Mihail'den ve sorduğu sorulardan söz etmiş olmalıydı. Luka'nın kendisi için oluşturabileceği tehlikenin farkına varması Yuda için yeterli olur muydu?
Eğer öyleyse, o zaman Luka'nın ölümünden Mihail sorumluydu. Sadece birkaç hafta içinde bir anne ve bir kardeş kaybetmişti. Yüreğinde Luka'nın ölümüyle ilgili gerçek bir üzüntü bulmaya çalıştı ama bulamadı. Bir yabancı, yalnızca iki kez karşılaştığı bir adam olarak ona acıyordu. Luka'yla konuşurken vurguladığı -kanın, aile kanının mevcut en kuvvetli bağ olduğu şeklindeki- bakış açısına aykırıydı bu. Luka'ya gerçeği söylemeliydi, kardeş olduklarını söylemeliydi. O zaman en azından onlar birbirlerini adil bir şekilde yargılayabilirlerdi. Mihail belki yine de bir kardeşin diğerine karşı hissedeceği yakınlığı hissetmeyecekti ama hiç olmazsa emin olurdu.
Ohrana bütün perşembe gününü ve cuma gününün büyük kısmını daireyi aramakla geçirdiğinden Mihail'in kendi incelemesini yapmasına engel olmuştu. Mihail bunun yerine başka bir düşük olasılıklı ipucunun -Konyu-şennaya Caddesi'ndeki dairenin- peşinden gitmişti.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder