15 Temmuz 2014 Salı

Carpe Diem

Carpe Diem, Aşkım Kapışmak tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  İnkılap Yayınları, Kişisel Gelişim, 9789751033840, 252 Sayfa, Temmuz/2014
Kitabın 174. ve 175. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Kimse sihirbaz değildir ve sihirbazlık gerçek değildir. Yani bir an'da hiçbir şeyi var edemeyiz. Bugün ektiğimiz tohumun yarın filizlenip yeşermesini ya da şu an sevgi gösterdiğimiz birinin hemen bizim sevgimize inanmasını beklememeliyiz.
İnsanda sabrın pek çalışmadığı yer kendi isteklerinin olduğu yerdir. Kendi hazlarımız, çıkarlarımız ve mutluluğumuz için sabretmek, bize zor gelen bir süreçtir. Ama bu durum başkalarının çıkarları, mutluluğu ve hazları içinse, onlardan sabırlı olmalarını bekleriz. Şöyle bir düşündüğümüzde gerçekten neler yaptığımızı da anlamış olacağız. Örneğin başkası acı çekerken ya da umutla beklerken, üzüntülüyken ona verdiğimiz akılları düşünelim. O aklı verirken ne kadar da mantıklı konuşup, destek oluyoruz öyle değil mi? Peki, aynı sorun bizim başımızday-ken, kendimize aynı aklı verebiliyor muyuz? Zannetmiyorum ya da çok azını verebildiğimizi düşünüyorum. Her şeyden önce insanın kendi kendisine yapacağı en iyi terapi, sorun yaşadığında kendini sakinleştirebilmesidir. Düşünceler hızlandığında duygularımız da hızlanır ve karışmaya başlar. Beynimiz bu denli hızlı bir yaşamı sevmez. Dayanabilir ama sevmez.
Şu an yaşadığımız yüzyıl tam anlamıyla hızlı bir yüzyıl. Her şeyin yavaşı canımızı sıkıyor. Bir sene sabırla tohumunu ekip olgunlaşmasını bekleyen çiftçiden manavlarımıza gelen domatesleri satın alırken bile sabırsızız. Hemen benim işimi halletsin, beni hemen eve göndersin istiyoruz. Tencereye koyduğumuz malzemelerin hemen pişmesi ve hemen yenip kaldırılmasını istiyoruz, çünkü gün içinde o kadar yoğun ve hızlı çalıştık ki eve hızlı hızlı gelirken, en büyük hayalimiz bir an önce karnımızı doyurmak, koltuğa kendimizi atıp televizyon seyretmek ya da müzik dinlemek. Sabah işyerine, okula gider gitmez gözümüz saatteydi ve bir türlü geçmek bilmiyordu, oysaki o kadar hızlı çalışıyorduk ki. Kararlarımız, vazgeçişlerimiz, davranışlarımız, nefes alışverişimiz, alışverişlerimiz, yememiz içmememiz, sevgilerimiz o kadar hızlı ki... Bir an'lık kararla evlenip, bir an'lık kararla boşanıyoruz. Bir an'da birilerine güvenip bir an'da aynı kişiyi kendimize düşman ediyoruz. Etrafımda gözlemlediğim birçok insan tanışır tanışmaz birbirlerine dostum, kankam, hayatım, canım, bir tanem demeye başladı. En çabuk canım dediklerimiz, en çabuk canımızı yakanlar oldu.
Birileri bir an'da hayatınıza giriyorsa korkun derim, çünkü hayatınıza hızla girenler, muhakkak kendi çıkarları için yanaşırlar, çünkü insanların yakınlaşması için zaman yavaş yavaş ilerlemeli ki, kimle dans edeceğimizi bilelim. Bu şehir yaşamı bizi yılda bir kere tatil yapmaya ve tüm sıkıntılarımızın çaresini yaptığımız bu sade tatillerde bulmaya yöneltti. Hepimiz küçük bir kasaba ya da köy yerindeki yaşlı teyze ve amcaları gördüğümüzde imrenir ve şu cümleyi kurarız: "İnan, buradakiler bizden daha mutlu..." Hepinizin evet dediğini duyar gibiyim, çünkü gördüğümüz o kişiler çok yavaşlar, yani bize göre. Aslında olması gereken bir yavaşlık söz konusu. Hayat hızı sevmez, çünkü yaşamın işleyişinde sıralama vardır. Bu sıralamanın amacı ise farkındalıktır. Güneşle ayın bir an'da yer değiştirdiğini düşünsenize!
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder