23 Eylül 2014 Salı

İstanbulcunun Sandığı

İstanbulcunun Sandığı, İskender Pala tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Kapı Yayınları, Roman, 9786055107765, 190 Sayfa, Eylül/2014
Kitabın 30. ve 31. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Konstantin'in Kenti
Yaşadığımız kenti bugün biz İstanbul adıyla biliyoruz. Antikçağlara ait bilinebilen ilk adı Bizantion olan bu kent, Batılı kaynaklarda Antonion ve Nova Roma (Yeni Roma) adlarıyla da yer alır. Bizanslılar kente "Konstantin'in kenti, Konstantin'in kurduğu kent" anlamında Constantinopolis veya Constantinople dediler. Rumca Stin-polin (şehirde) sözcüğünden türediği sanılan bu adın daha sonra Fransızcada Stamboul biçimiyle yaşadığı görülecektir.
Doğulu milletler ilk ve orta çağlarda İstanbul'a Kostanti-niyye veya Faruk (ayıran, iki karayı ayıran) demişlerdir. Selçuklular zamanında yazılan Türk kaynaklarında ise şehrin adı tam istanbul biçimiyle yazılıdır. Bu sözcük daha sonra, Osmanlılar zamanında Türk dilinin ünlü yapısına uymadığı halde İstanbul biçiminde söylenmeye başlayacaktır. Osmanlıların kentin adını değiştirmeden yalnızca telaffuzunda "I" yerine "î" kullanmaları daha sonra şehre İslâm-bol denilmesine yol açmışsa da kentin Kostantiniyye adı altı yüzyıl boyunca burada basılan sikke (altın para) ve akçeler ile 19. yüzyılda basılan kaimelerde (kâğıt para) duribe fi Kostantiniyye (Kostantiniyye 'de basılmıştır) şeklinde yaşamaya devam etmiştir.
Kanuni çağından itibaren İstanbul Türkçesinin mahallî gelişmesi ve klasik üslûba daha fazla meyletmesi sonucunda atalarımız kenti, adıyla değil de daha çok ona uygun gördükleri sıfat ve unvanlarıyla anmışlardır. Der-saâdet (Kutluluk yurdu, saadet kapısı), Der-i Aliyye (Yücelik yurdu), Âsitâne (Mutluluğun eşiği) gibi unvanlar bunlardandır.

Öküz Geçidi
Boğaziçi'ne Bizanslılar Bosphoros derler. Bizim de, güya kültürlü görünmek isteyen görgüsüzlerimiz, bugün böyle diyor. Bu ad, Yunanca "öküz" demek olan Booç ile "geçit" anlamındaki poros sözcüğünden türemiştir. Yunan mitolojisine göre Finikeli kral înekos, beraberindeki Mısırlı, Arap ve Finikeli-lerle birlikte Doğumdan Önce 1850 yıllarında, "Kuzey denizi" anlamına gelen Achkenas (Bizanslıların deyişiyle Pont-Euxin, Finikelilerin adlandırmasıyla Euxinos, bizim ifademizle Karadeniz) henüz bir göl iken, Mora yarımadasına gelip tufandan sonraki depremde Boğazlar ortaya çıkınca bulunduğu adada Argolit adıyla bir devlet kurmuştu.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder