8 Temmuz 2013 Pazartesi

Doğan Yarıcı - Her Aşk Gibi Yarım | Kitaptan okuma parçası

# Doğan Yarıcı - Her Aşk Gibi Yarım | Kitaptan okuma parçası #


Doğan Yarıcı’nın ince ince işlediği dilinden, gözlerine perde inenlerin gönül gözüyle gördüklerinde, hayallerde, umutlarda, korkularda Boğaz’ın kör kuytularına eğilen, sırtını unutulmaz eski filmlere dayayan yeni bir roman...


“Seksenine merdiven dayamış, bedeninden yalnızca giysileri değil, kolları bacakları elleri ayakları kafası omuzları da sarkan bu uzun boylu yaşlı adam, yattığı yerde hüngür hüngür ağlıyordu. Kederin mahremiyeti. Çocukken kandırırdı çevresindekileri, körler ağlamaz. Tutamıyordu şimdi gözyaşlarını. Bir şeye üzüldüğünden değil; bitkinlikten, yorgunluktan. Öfkelendiğinden değil; susmaktan, anlatamamaktan. Düşünceleri sözlere dökülmemişti hiçbir zaman. Ne düşündüğünü asla söylememişti. Aklını açamazdı ki. Aklı anca kendine yettiydi. Oysa ömründe ilk kez birini istiyordu. Şu an. Yanında. Anlatmak. Kim olursa. Yetmiş küsur yıl boyunca sustuğu her şeyi çıkarmak ortaya. Hep buradaydı. Hep yalnız. Kimsesiz. Hiç şikâyetçi olmamıştı ama. Olmazdı da. İyiydi böyle. Böyle hayatta kalmıştı. Her şeyden uzak bildiği bu koyda. Dünyanın bir ucunda. Fakat işte bugün, dünyanın ne kadar küçüldüğünü, küçücük olduğunu anlamıştı bir kez daha. Gitmediği, anlayamayacağı kadar uzaktaki, çok uzaktaki yangının nasıl da büyüyerek buralara uzandığını. Gelmez denenin nasıl da kapıya dayandığını. İki ateş arasında nasıl da sıkışıp kaldıklarını! Savaşa bulaşmasan da savaş sana bulaşıyordu mutlaka, artıklarıyla da olsa.

Niye şaşırıyordu ki buna? Neden şimdi yadırgıyordu? Ömrü böyle geçmemiş miydi? Kendini bildi bileli korkular aynı. Aynı şeyleri dinleyerek büyümüş, yaşamış, hep durmuştu. Daha önce böyle bir şeye ağlayıp ağlamadığını düşündü. İlkinde de ağlamış mıydı, dünyanın gördüğü ilk savaşta? Bazı ilkleri neden anımsamıyordu insan? İkinci yüzünden mi? Gökyüzünü gördüğü ilk günü örneğin? Bulutların kayışını. Güneşin batışını ilk ne zaman izlediğini? Kendi başına ilk çorbayı içtiği sabahı. Elinin kesildiği ilk öğleden sonrayı. İlk ağlayışını. Önce sağ, çok geçmeden sol gözünün yavaş yavaş perdelenişini, kapanışını, karanlığa gömülüşünü.

Hepsini anımsıyordu Hüsam.”

---

Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder