9 Temmuz 2013 Salı

Isabel Wolff - Vintage Bir Aşk | Kitaptan okuma parçası

# Isabel Wolff - Vintage Bir Aşk | Kitaptan okuma parçası #

Isabel Wolff - Vintage Bir Aşk | Artemis Yayınları, Roman, Çeviren Seçil Ersek, Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur, 410 sayfa, Temmuz 2013.

Her elbisenin bir hikayesi var. Her Kadın gibi…

Vintage bir elbise aldığınızda, sadece kumaş ve dikiş değil, hiç tanımadığınız birinin geçmişinden de bir parça alırsınız...

"Beklediğinizden çok daha derin ve hassas... Gerçek bir keyif. İnsanların zaaflarına sıcak ve zekice yaklaşıyor." - Kirkus Review Uk

                     

- 1 -

En azından eylül yeni bir başlangıç için iyi bir zaman, diye düşündüm, bu sabah erkenden evden ayrılırken. Eylül ayının başlangıcında her zaman ocak ayına kıyasla daha büyük bir yenilenme duygusu hissetmişimdir. Muhtemelen, diye düşündüm Tranquil Vale'i geçerken, eylül genellikle, ağustosun rutubetinin ardından tazelik ve temizlik hissi verir. Ya da belki de, diye fikir yürüttüm, Blackheath Books'u geçerken, "Okula Dönüş" promosyonlarıyla süslenmiş vitrinler ve yeni akademik yılla alâkalıdır.

Heath'e doğru giden tepeyi çıkarken Village Vintage'ın yeni boyanmış kirişleri belirdi ve kendime biraz olsun iyimser olma hakkı tanıdım. Kapıyı açtım, paspasın üzerindeki mektupları aldım ve mağazayı resmi açılışı için hazırlamaya başladım.

Saat dörde kadar aralıksız çalıştım. Yukarıdaki depodan kıyafetleri seçtim ve askılara astım. 1920'lerden kalma bir çay partisi elbisesini koluma astım ve elimi ağır ipek saten kumaşının üzerinde gezdirip girift incik boncuklarına ve kusursuz el işlemelerine dokundum. İşte, dedim kendime, vintage kıyafetlerin bu yönünü seviyorum. Güzel kumaşlarına ve kaliteli dikişlerine bayılıyorum. Hazırlanırlarken çok fazla yetenek ve sanatsal hüner kullanıldığını biliyorum.

Saatime baktım. Partiye sadece iki saat kaldı. Şampanyayı soğutmayı unuttuğumu hatırladım. Küçük mutfağa koşup kutuları açtığımda kaç kişinin geleceğini merak ettim. Yüz kişi davet etmiştim. Yani en az yetmiş tane bardağın hazır olması gerekiyordu. Şişeleri buzdolabına koydum, frost moduna getirdim ve kendime hızlıca bir bardak çay hazırladım. Earl greyimi yudumlarken mağazaya baktım ve bir an için boş bir hayalden gerçeğe dönüşen bu manzaranın tadını çıkardım.

Village Vintage'ın içi modern ve aydınlıktı. Tahta zemini zımparalatıp beyazlatmıştım. Duvarlar güvercin grisine boyanmıştı ve büyük, gümüş çerçeveli aynalar asılmıştı. Krom standların üzerinde parlak saksı çiçekleri, beyaz boyalı tavandan sarkan pullu aydınlatmalar ve prova odasının yanında geniş, krem rengi kaplı berjer kanepe vardı. Camlardan baktığınızda uzaktaki Blackheath gözüküyordu. Gökyüzü, üzerinde beyaz bulutlar olan mavi bir yama gibi duruyordu. Kilisenin ardında iki tane sarı renkli uçurtma rüzgârda dans ederken, ufukta Canary Wharf'ın cam kuleleri akşamüzeri güneşinde parlıyordu.

Birden benimle röportaj yapması gereken gazetecinin bir saatten fazla geciktiğini fark ettim. Hangi gazetede çalıştığını bile bilmiyordum. Dün onunla yaptığımız kısa telefon görüşmesinden hatırladığım tek şey adının Dan olduğu ve üç buçukta burada olacağıydı. Rahatsızlığım birden, ya hiç gelmezse diye paniğe dönüştü. Reklama ihtiyacım vardı. Devasa borcumu düşününce içim sıkıştı. İşlemeli bir gece çantasının etiketini bağlarken aklıma, bankaya paralarının güvende olacağını söyleyişim geldi.

---

Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder