28 Mart 2014 Cuma

Bulut Falı

Bulut Falı, Büşra Ersanlı  tarafından yazılmıştır.http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Can Yayınları, Tanıklık, 9789750719646, 396 Sayfa, Mart/2014
Kitabın 238. ve 239. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Kim demiş yaratıcılık da, sanat da ancak savaşta?
7 Nisan Cumartesi
Bugün Şvayk'ı bitirdim. Allah'ım savaş ne kötü şey, mizahı bile çekilmiyor. Hep erkekler, erkek mantığı, erkek algısı, erkek şakası, pardon eşek şakası. Rosa Luxemburg ve Clara Zetkin savaşa katılmamak için o kadar çaba gösterirken, Harbi Umumi'ye girme kararı alabilmişti sosyal demokratlar, Ağustos 1914'te. Bir milliyetçilik, bir yarış, bir horozlanmadır gidiyor. Şvayk da tüm savaş bozukluğunun ipliğini pazara çıkarıyor ama tamamen erkek mantığıyla... Aslında iktidar algısının negatif kopyasını oynuyor. Edebiyat değerlendirmeleri bakımından başarılı bir eser olduğu kuşkusuz. Kadınsızlık çok sıkıcı... Mizahı bile ruhu bozuyor.
Herkül, Atina'dan yazmış:
Bu mektupları yazmak bende öfke doğuruyor. Karşılıklı sohbet etmek istiyorum. Uç torunumuz birden oldu, ikizler ve diğer oğlanınki. Bizim memleket biraz gaddardır! Düşünebiliyor musun, yetimleri hiçbir neden yokken herhalde misilleme olsun diye sokağa atıverdiler. Kendileri ne kazandılar? Hiç! Hiç nedensiz kötülük etmek! 23 Nisan Bayramı yazımı gönderiyorum.
Bu yazı yetimhaneden atılan Katina'nın acıklı hikâyesi. Soğuk savaş, yani "iktidar bende, atarım da satarım da" raconunun hikâyesi.
Savaşın soğuğu ile sıcağı arasında nasıl bir fark var. Buz savaşı veya kaynayan tencere savaşı gibi mi? Mesela buz parçalarını "düşman"ma atıyorsun. Kafası yarılıp da kan akmadıkça herhangi bir ısı olmuyor, soğuk kalıyor savaş... Kafası yarılıp kan akarsa sıcaklık sarıyor bedeni, o zaman sıcak savaş oluyor ama buzlu ortamdaysan hemen soğuyor ve yine soğuk savaşa dönüyor!
8 Nisan Pazar
Neyse bugün, Şvayk üzerine yazıyı yazdım bitirdim.
Bugün Yıldırım Türker'in yazdığı; "Haklıymışsınız, Utanç Bizim" başlıklı köşe yazısı, bu iddianamenin geçersizliğini ironik bir dille anlatıyor herkese. İroni sıcak mıdır soğuk mudur?
Ahmet İnsel'in de iddianamenin geçersizliği üzerine yazdığını gördük. Kim bilir aynı günlerde bizim okumadığımız, alamadığımız gazetelerin köşe yazarları, bu KCK iddianamesinin, ne büyük bir muhalefeti "yok etme zaferi" olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyordun Onları daha çok televizyondan takip edebiliyoruz. Çiviyle telefonu bir araya getirme maharetini anımsatan birçok siyasi demeç oluyor. Bunları bazen gülerek bazen de Türkiye için üzülerek dinliyoruz. Ne yapalım? Rehineyiz. Bir de ciddiye almaya kalksak, hayat çekilmez olur. Artık ılık savaş aşamasındayız! Ilımlı Müslüman, ılık savaş!
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder