26 Mart 2014 Çarşamba

İt Ürür Kervan Yürür

İt Ürür Kervan Yürür, İrfan Orga tarafından yazılmıştır.http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Everest Yayınları, Anı, 9786051417141, 200 Sayfa, Mart/2014
Kitabın 86. ve 87. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Bize "gâvur" diye hasmane tavır takınan köylüler kendilerinden değişik olduğumuza inanıyorlardı. Bu tabii doğru bir inanç - biz gerçekten de onlardan farklıyız. Hem Doğu hem Batı etkisiyle yoğrulmuşuz. Atalarımız karışık soylardan geliyor. Dağ Türklerini daha ziyade Selçuklulara benzetmek mümkün. Osmanlı savaşçılarını durduran, onları şaşkına çeviren Bizans etkileri dağ Türklerine ulaşmamış. Selçuklular bile bu dağ Türklerinden daha fazla değişmiş, zira Asya'yı ve o devirlerde bilinen dünyanın yarısını katedip gelirlerken karşılaştıkları toplumların kültürlerini ve bilgilerini içlerine sindirerek kendilerine maletmişler. Kanun koymayı, düzen sağlamayı, krallara ulvi payeler bahşetmeyi hep bu yolculuklarında öğrenmişler. Dağ Türkleri ise Aral Gölü'nün ötesinden göç eden ataları nasıl yaşadıysa öyle devam ederek gelmiş bugünlere. İnandıkları islam dini bile değişik.
Yürükler ve yarı göçebeler çoğunlukla Alevi mezhebinden, oysa kasaba ve şehirlerde yaşayan Türkler sünni mezhebine mensuplar. Temelde her iki mezhep de Tanrı ya değil, Allah'a inanıyor ve Muhammed'i onun peygamberi olarak kabul ediyor ama aralarındaki benzerlikler de işte burada sona eriyor. İslam dininin hizipçi kolu olan Alevilikte halife veya din lideri sadece peygamberin damadı. Ali'nin soyundan gelmeli. Bu yolda çok kan dökülmüş, yüce mertebeye ulaşmak isteyen pek çok yalancı halife türemiş. Aleviler diğer Müslümanlara şiddetle karşı çıkıyor ve onları imansız addediyorlar. Sünni olanlar ise halife mertebesinin aralarındaki en muktedir kişiye verilmesinden yana. İşte o nedenle de, Osmanlı İmparatorluğu zamanında padişah aynı zamanda halife unvanını taşımış. Sünni mezhebindeki Müslümanlar daha toleranslı ve zaman zaman alışılmışın dışına çıkabiliyorlar. İnançları zamanın getirdiği değişikliklere ayak uydurmuş. Buna mukabil, Alevilerde partizan bir yaklaşım var, şiddetle, hatta bağnazca, alışılmışın peşinden gidiyorlar. Hâlâ tasavvuf ayinleri yapıyor,şamanizmi uyguluyorlar. Dini doktrinleri öğreten Papa'nın yanlış yapmayacağına inanan Katolikler gibi, onlar da imamlarının günahsız ve yanlışsız olduğuna inanıyorlar. Sünniler ise onlara tepeden bakıyor, uygarlıktan uzak görüyor.
Yine yürümeye başladık; Cemal, Yürük çadırlarına bîr an önce ulaşmak için bizden daha istekli davranıyor. Yine de, oraya ancak bir gün daha yürüdükten ve herhalde bir geceyi dışarıda yatarak geçirdikten sonra varacağız. Alevi olan Yürükler tarafından nasıl karşılanacağımızı da bilmiyoruz. Onlar da bize düşmanca mı davranırlar acaba? Bu düşünceyle içimiz karardı.
Gece ayazı var, ceketimin yakasını kaldırdım. Ay yükseliyor, bize biraz ışık saçıyor ama gölgeleri büyüten, hayalet gibi, aldatıcı bir ışık bu. Bir açık alana ulaştığımızda ıssız bir manzara bütün çıplaklığıyla önümüzde belirdi. Ufuktaki dağlar gökyüzünden bir çizgiyle ayrılıyor ve sanki bizimle aynı hizadaymış gibi görünüyor. O kadar yorgundum ki ayakta dahi uyuyabilirdim. Yaralı ayaklarından mustarip olan Dursun Bey, gün içindeki sıcaktan sonra akşam aniden bastıran soğuğa dayanamayarak, bir adım daha ilerleyemeyeceğini ilan etti. Bir taşa oturduk, suyumuzun en son kalan kısmını da o, ayaklarını yıkamak üzere kullandı.
Yorgunlukla hırçınlaşan Hikmet Bey yine, de yola devam etmek istiyordu. Karanlıkta sesi vücudundan ayrıymış gibi çıkan Cemal, bize ne kadar acemi olduğumuzu hatırlattı. Kapalı ortamlarda, hele de şartların zorlamasıyla bir arada bulunmaya itilen kişilerin karakterleri, başka durumlarda olana nazaran daha belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor. Arkadaşlarıma yorgunluk, kaçamama duygusu ve karanlık dağda yakalanma korkusuyla bağlanmışım, duyularım her zamankinden daha güçlü bir halde. Ne kadar zayıf olduğumun farkındayım, koptu kopacak olan münakaşa şayet patlarsa bezginlikten taraf tutacak halim dahi yok.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder