27 Mart 2014 Perşembe

Takkeli Firavunlar Ve Büyük Siyasi Sırlar

Takkeli Firavunlar  Ve Büyük Siyasi Sırlar, Sabahattin Önkibar  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Kırmızı Kedi Yayınları, Siyaset, 9786054764976, 195 Sayfa, Mart/2014
Kitabın 98. ve 99. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Kumar Rantının Kanlı Paylaşımı
Gelelim Refahyol Hükümetinin kurulması ve seyrine:
Tansu Çiller ANAP ile Refah birleşir, kendisini Yüce Divan'a gönderir endişesiyle Erbakan ile el sıkıştı ve daha önce "Bunlar PKK'dan bile tehlikeli" dediği o güruhla iktidar ortağı oldu.
Ancak bu iktidar modeline başta Türk Silahlı Kuvvetleri ve İstanbul zenginleri olmak üzere pek çok çevre karşıydı.
Tansu Çiller Rahmi Koç ve Aydın Doğan ile kan davalıydı ve ilk günden itibaren kıyasıya bir çatışma başladı.
Demirci bu kavgada Çiller'in ve dolayısıyla onun ortak olduğu koalisyonun karşısındaydı; ona karşı çok kinlenmişti çünkü Sabah gazetesinin kayınbiraderi Ali Şener ile alakalı yaptığı yıpratıcı yayınların ardında Tansu Çiller'in olduğunu düşünüyordu.
Bütün bunlara Erbakan'ın ABD'yi ürküten D-8 birliği gibi arayışların içine girmesi eklenince hükümetin ömrünün uzun olmayacağı ortaya çıktı.
Refahyol'un çökeceği Susurluk olayıyla neredeyse aleniyet kazandı.
Abdullah Çatlı'nın kaza geçirmesi ve bu olayın Mehmet Ağar'a şahsi husumeti olan Mehmet Eymür tarafından aceleden servis edilmesi ve medyanın katkılarıyla ülkede yeni bir kaos iklimi uç verdi.
Erbakan'ın "Mum Söndü Oyunu" dediği ışıkları açma-kapama eylemleri kitleselleşerek Refahyol hükümeti köşeye sıkışmaya başladı. Peşi sıra tarikat liderlerinin toplu olarak Başbakanlığa çağrılması ve de medyanın yıpratıcı yayınlan RP-DYP Koalisyonu'nu bunalttı.
Sonrası malum; 28 Şubat kararları MGK'ya geldi ve malum süreç işlemeye başladı.
O dönem vefat edene kadar Türkeş'ten Fethullah Gülen'e pek çok isim Refahyol'a açıktan tavır aldı.
Mesut Yılmaz ise aynı Refahyol hükümeti döneminde karizmayı çizdirdi. Macaristan'daki bir kumarhanede yumruk yedi.
O günlerde Yılmaz beni arayıp "Bu organizatörlerin içinde IHA ve dolayısıyla Enver Ören var" demişti.
Hakkında onlarca kitap yazılan Susurluk olayı ise pek çok pisliği bünyesinde taşıyordu.
Devlet içindeki çeteleşmelerden eroin ve kumar rantı gibi pek çok hadise bu yapı ile özdeşti.
İşte kumar rantı bağlamında şahit olduğum bir olay:
Yine Büyük Ankara Oteli'nin lokantasındayım.
Girer girmez iki hemşerim ile göz göze geliyorum.
Biri çocukluk arkadaşım DYP Ardeşen ilçe Başkanı işadamı İlhan Çırak, diğeri DYP'nin Rize'deki efsane ismi olan ve Demirel'e yakınlığıyla bilinen, hapisteyken belediye başkanı seçilen Nihat Mete.
Nihat Mete'nin bir başka özelliği Ziya Kalkavan misali büyük babalarla olan yakınlığıydı.
Yanlarında üçüncü bir isim daha vardı ama onu tanımadım.
Selam verip kendi masama geçtim, misafirimi beklemeye başladım.
Çocukluk arkadaşım İlhan Çırak yanıma geldi ve şu teklifi yaptı:
- Sebo birkaç gün beraber Antalya'ya gidelim. Süper lüks bir otel. Bana bir süit ayrıldı. Sana da ayırtırım. Beleş. Birkaç gün keyif yapalım.
-   İlhancığım mümkün değil, ben bu ara Ankara'dan ayrılamam. Hayırdır, bir davet mi var?
- Nihat Abi'nin yanında oturan adam var ya?
- Eeee?
- O kim biliyor musun?
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder