Kitabın 178. ve 179. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Lal annesiyle konuşurken ben kendimi ancak toparlayabilmiştim. Sanki hep onunla beraberdim de ilk defa yalnız kalmıştım. Allah'ım nasıl bir duygudur ki bu, insanı darmaduman ediyor.
Lal:
- Anne bu hanım Selma ablam, daha doğrusu babamın arkadaşı, yani bir anlamda üvey annem.
Ayça:
-Ya ...? Veda bitti birde sen çıktın ortaya öylemi?
Lal:
- Anne bir kere dinle, Selma ablamın ne senden ne de Veda'dan haberi var
Selma:
-Bitmedi efendim. Veda her zaman vardı. Daima var olacak. Ben size ne diyeceğimi kestiremiyorum. Ama Hasan Cevat sizi son dakikaya kadar bekledi, (sesime hakim olmaya çalışarak devam ettim) Ne olursa olsun resmen ayrılmadıysanız, yahut ona birazcık sevginiz kaldıysa, akşam burada yanında olmanız gerekirdi. O, şu kapıdan içeri girerken acı ve üzüntüden, dizlerinin üzerine çöken ben değil siz olmalıydınız. Anladığım kadarıyla ben onun üçüncü eşi konumundayım. Bunu hiç düşünmemiştim. Sağ ol Lal sana teşekkür ederim. Ayça hanım, hiç olmazsa Hasan Cevat ameliyattan çıkana kadar tartışmayalım. Ayça:
- Peki, dediğin gibi olsun ama sizinle yan yana durmak zorunda değilim.
Selma:
- Siz bilirsiniz, salon büyük. Lal:
- Anne eğer bu ameliyatın sonunda başını dayayıp ağlayacak bir omuz ararsan, o asla ben olmayacağım. Akşam gelecektin
anne. Yapamadın.
İlk haberi saat onda aldık, ameliyat gayet iyi gidiyordu. Ayça benden uzakta duruyordu. Lal de bir annesinin bir de benim yanıma gelip gidiyordu. Saat on bire doğru Muhammet geldi. O da annesinin yanına gitti. Ben de babamla konuştum. Himmet Dayının biraz sonra hastanede olacağını söyledi, şaşırdım. Sıra Deniz'i aramaya geldi.
Selma:
- Alo Deniz, Ben Selma, Hasan Cevat'ın arkadaşı. Rahatsız
etmedim ya?
Deniz:
- Yo etrafı topluyordu m.
Selma:
- Belki bilmek istersin veya bilmek isteyen olabilir... Sonunun ne olacağını bilmediğim bir haberi size iletmek istiyorum. Hasan Cevat bu sabah sekiz otuzda kalp damarlarından bay pas ameliyatı olmak için ameliyat masasına yattı. Kalbe giden üç damarı değişecek. Ama içimde işlerin yolunda olmadığına dair büyük bir sıkıntı var.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.Lal:
- Anne bu hanım Selma ablam, daha doğrusu babamın arkadaşı, yani bir anlamda üvey annem.
Ayça:
-Ya ...? Veda bitti birde sen çıktın ortaya öylemi?
Lal:
- Anne bir kere dinle, Selma ablamın ne senden ne de Veda'dan haberi var
Selma:
-Bitmedi efendim. Veda her zaman vardı. Daima var olacak. Ben size ne diyeceğimi kestiremiyorum. Ama Hasan Cevat sizi son dakikaya kadar bekledi, (sesime hakim olmaya çalışarak devam ettim) Ne olursa olsun resmen ayrılmadıysanız, yahut ona birazcık sevginiz kaldıysa, akşam burada yanında olmanız gerekirdi. O, şu kapıdan içeri girerken acı ve üzüntüden, dizlerinin üzerine çöken ben değil siz olmalıydınız. Anladığım kadarıyla ben onun üçüncü eşi konumundayım. Bunu hiç düşünmemiştim. Sağ ol Lal sana teşekkür ederim. Ayça hanım, hiç olmazsa Hasan Cevat ameliyattan çıkana kadar tartışmayalım. Ayça:
- Peki, dediğin gibi olsun ama sizinle yan yana durmak zorunda değilim.
Selma:
- Siz bilirsiniz, salon büyük. Lal:
- Anne eğer bu ameliyatın sonunda başını dayayıp ağlayacak bir omuz ararsan, o asla ben olmayacağım. Akşam gelecektin
anne. Yapamadın.
İlk haberi saat onda aldık, ameliyat gayet iyi gidiyordu. Ayça benden uzakta duruyordu. Lal de bir annesinin bir de benim yanıma gelip gidiyordu. Saat on bire doğru Muhammet geldi. O da annesinin yanına gitti. Ben de babamla konuştum. Himmet Dayının biraz sonra hastanede olacağını söyledi, şaşırdım. Sıra Deniz'i aramaya geldi.
Selma:
- Alo Deniz, Ben Selma, Hasan Cevat'ın arkadaşı. Rahatsız
etmedim ya?
Deniz:
- Yo etrafı topluyordu m.
Selma:
- Belki bilmek istersin veya bilmek isteyen olabilir... Sonunun ne olacağını bilmediğim bir haberi size iletmek istiyorum. Hasan Cevat bu sabah sekiz otuzda kalp damarlarından bay pas ameliyatı olmak için ameliyat masasına yattı. Kalbe giden üç damarı değişecek. Ama içimde işlerin yolunda olmadığına dair büyük bir sıkıntı var.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder