Kitabın 322. ve 323. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
"Kızılca kıyamet koptu, hem de nasıl!"
Lyon arkadaşının dile getirdiği bu sözlere tek kaşını kaldırarak karşılık verdi.
"Rhone ev hapsinde," dedi Richards. Lyon'ın masasının önündeki deri kaplı sandalyelerden birine yerleştikten sonra ekledi: "Müdahale etmeye çalıştım ama Wellingham çoktan suçlamaları dosyalamış. Konuyla ilgilenmek artık sana kalmış."
"Nasıl bulundu?" diye sordu Lyon. Masasına oturup ortasında biriken mektuplara ve davetiyelere göz gezdirmeye başladı.
Richards kıkırdadı. "Arkadaşının başına gelen felaketi çok rahat karşıladın," dedi.
"Söylediğin gibi artık bana bağlı. Meseleyle ilgileneceğim. Bana neler olduğunu anlat. Nasıl..."
"Wellingham Rhone'un bileğindeki sargıyı fark etti. Ardından bir tahmini başka bir tahmin izledi. Rhone çok fazla riske girdi," dedi Richards. "Anlaşılan, senin düğününden eve dönerken Wellingham'a rastlamış. Bu arada kutlamaları kaçırdığım için üzgünüm," diye ekledi. "Mecburdum. Londra'ya iki gün önce döndüm."
"Küçük bir partiydi," dedi Lyon. "Christina'mla tanışmak için Lyonwood'a gelmek zorundasın," diye ekledi. "Rhone durumu nasıl karşıladı?" diye sordu sohbeti asıl soruna çekerek.
"Her zamanki zarafet saçmalığıyla," dedi Richards ilgisizce. "Dışarı çıkamadığı için her gece evinde parti veriyor. Aslına bakarsan bu gece de bir parti düzenliyor. Uğramayı düşünüyorum."
Richard duraksayıp Lyon'a uzun ve anlamlı bir bakış attı.
Lyon sırıttı. "Orada olacağım," dedi arkadaşına. 'Tanında değerli bir şey getirme Richards. Jack tarafından soyulmak istemezsin değil mi?"
"Ah demek Jack de gelecek?"
"Bahse girebilirsin."
"Rhone'un çok hoşuna gitmez mi?" dedi Richards. Sandalyesinde doğrulup birden canlandı. "Rhone sorunu halledildiğine göre seni görmeye gelmemin ikinci sebebine geçiyorum. Açık konuşmak gerekirse, eşinin babası."
Lyon tüm dikkatini Richards'a verdi. Mektupları kenara itip öne doğru eğildi.
"Eşinin babasının Londra'ya doğru yola çıktığını biliyor
muydun?"
Lyon kafasını salladı. "Onu nereden tanıyorsun?" diye
sordu.
"Adı Edward Stalinsky, ama elbette bunu biliyor olmalısın," dedi Richards.
Lyon kafasını salladı. Kayınpederinin adını biliyordu ama bunun tek sebebi Christina'yı evlilik sertifikasını imzalarken izlemesiydi. "Evet, Baron Stalinsky," dedi Richar-ds'ı devam etmeye teşvik ederek.
"Uzun zaman önce bize bir iyilik yapmıştı. Brisbane aksiliği. Bu talihsizliği hatırlıyor musun?"
Talihsizlik mi? Lyon kafasını salladı. "Waterloo Sa-vaşı'na Napolyon'un talihsizliği dediğini hatırlıyorum," dedi. "Bana şu Brisbane talihsizliğinden bahset. Hiçbir şey hatırlamıyorum."
"O zamanlar genç bir delikanlıydın. Yine de meseleyi er ya da genç duymuş olacağını düşünmüştüm," dedi Richards kısık bir sesle.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder