3 Nisan 2014 Perşembe

Kendime Ait Görünmez Bir İşaret

Kendime Ait Görünmez Bir İşaret, Aimee Bender  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Can Yayınları, Roman, 9789750719677, 250 Sayfa, Mart/2014
Kitabın 210. ve 211. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Sonraki iki günü yatakta geçirdim. Okulun programını ezbere biliyordum ve o anda, çocukların bir sınıftan diğerine geçip yardımcı matematik öğretmeniyle karşılaştıklarını düşündüm. Elmer yine masanın altında, Danny lastik bantlarla kaplı. Ann yok. Yoklama listesinde, isminin yanında koskoca bir sıfır var. Yok. Lisa alnındaki kızgın dikişlerle oturmuş, kendinden küçük çocuklara; dikişlerin, kafasının kırılmasının nasıl bir şey olduğunu anlamak için onu olanca gücüyle duvara geçirdiğinde olduğunu anlatıyor. Marakas yaptığı ilaçlarını sallıyor ve dans ediyor.
Resim öğretmeni her şeyin çok kötü olduğunu, birkaç ailenin bağırmak için aradığını söylemek için, annem o pazar gecesi babamın elli birinci yaş gününü kutlamak üzere hep beraber yemeğe çıkacağımızı hatırlatmak için aradı. Belki unutmuşumdur diye, babamın kaçıncı yaş günü olduğunu söylediğinde neredeyse kahkaha atıyordum. Ah, dedim.
51. Yatağımın üzerinde açık halde duran 50''ye baktım.
Üçüncü gün, 50'yi cebime sıkıştırdım, Jones'un bütün sayılarını havlu yuvalarından çıkarıp sırasıyla koluma astım.
Evimden çıkıp merkeze yürüdüm.
Sinemada hâlâ BANKA SOYGUNU! oynuyordu ve bu beni daha da yavaşlatmıştı; nalbur dükkanı AÇIK, ama boştu. Artık başıboş sayılar görmüyordum, ama dükkândan birçok mal eksilmişti. On iki tane çekiç, birkaç kova ve duvardaki saatlerden birinin yok olduğunu fark ettim. Üçüncü Koridor'un zemininde kırmızı me-yankökü izi vardı. Kaldırımdaki bazı yayalara Mr. Jones'u görüp görmediklerini sordum, ama onlar çok meşgul görünüyorlardı ve hepsinin cebinde faraşlar veya kerpetenler vardı.
O kırtasiye dükkanındaki adam değil mi? diye sordu çantasından iki İngiliz anahtarı fırlamış bir kadın.
Başımı salladım ve elimi kaldırdım ama bunu görecek kadar beklemedi. Balmumu sayılar dostça birbirine çarpıyordu.
Gölgeler tenimi mavimsi yeşile döndürene kadar dolaştım -bu, kasabadaki en büyük binanın dibindeyim anlamına geliyordu- ve o anda, belki de, diye düşündüm, içeridedir, belki en başından beri içeride hasta yatıyordu. Camdan kapıları açarak lobiye girdim; hava, şeffaf duvarların rengini almıştı. Ön bankodaki, balığa benzeyen, solgun hemşire, bana hastanede beş Jones'un yattığını ama üçünün kadın, birinin çocuk ve beşincisinin de Nebras-ka'dan gelen, çiviye basmış bir adam olduğunu söyledi.
Bana gülümsedi. Başka bir şey var mı? diye sordu.
Parmak uçlarımı bileğimdeki iplerde gezdirdim. Hâlihazırda burada olduğuma göre, dedim, bana Ann DiLan-no'nun oda numarasını söyleyebilir misiniz?
Kontrol etti. DeLanno, dedi. D~e.
D-i, dedim.
Di-Lanno, dedi. 907 numarada.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder