Kitabın 278. ve 279. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Işılay Saygın olaya el attığından sonradır ki, nüfus cüzdanlarından kişinin sadece kendisini ilgilendiren kayıt kaldırıldı. O günden beri nüfus cüzdanlarında evli ya da bekâr sözcüklerinden birine yer veriliyor.
Böylece kadınlar hakkında olumsuz gelişmelere açık bu sorun giderilmiş oldu. Işılay Saygın pek çok kadından kutlama mesajları aldı. "Nüfus cüzdanımızı kullanma imkânını bize verdiniz" diyerek teşekkür ettiler.
Türkiye'miz Avrupa 4. Bakanlar Kurulu Konferansı'na ev sahipliği yaptı. 13 ve 14 Kasım 1997 günlerinde İstanbul'da düzenlenen konferansa toplam 176 kişi katıldı. Avrupa Konseyi'ne üye 40 ülkeden 38'inin katıldığı konferansta 17 ülke bakan düzeyinde, 21 ülke de müsteşar düzeyinde temsil edildi.
Ülke delegasyonlarının yanı sıra, Avrupa Konseyi kuruluşları, gözlemci ülkeler ve uluslararası kuruluş temsilcilerinin de hazır bulunduğu konferansın ana teması "Demokrasinin Temel Kriteri Olarak Kadın-Erkek Eşitliği" idi.
Işılay Saygın konferans sonunda özetle şunları söyledi:
"Hepimiz biliyoruz ki kadınların eşit şekilde katılmadığı ve temsil edilmediği bir siyasi sistemden gerçek demokrasi olarak söz etmek son derece zordur. Hepimizin bu konuya ağırlıklı olarak yapısal önlemlerle yaklaşmamız gerektiği hususunda aynı düşüncede olduğumuzu sanıyorum.
Bu çerçevede öncelikle kadınların eşit temsili için önündeki engelleri kaldırmamız; kadınlara daha fazla karar alma organlarında yer almaları ve seçilme imkânları sağlayan önlemleri almamız gerektiğini biliyoruz.
Bu konferansta bu amaçla hepimizin işbirliği yapmaya hazır olduğunu teyit ettik. Kadın-erkek eşitliğinin karşısında en büyük engelin, asırlardır erkek egemen kültür ve değerler olduğunu biliyoruz.
Toplumsal, siyasal ve kamusal yaşamın her alanına, toplumsal cinsiyet bakış açısını yerleştirmeden, gerçekçi aşamalar kaydetmek mümkün görünmemektedir. Burada medyaya ve sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Ama hükümetimizin de gelecek nesillere eşitlikçi bir dünya hazırlayabilmek açısından yapabileceği çok şey vardır.
Eşitlik tek taraflı sağlanamaz. Özellikle son birkaç yıldır eşitlik yönünde kadınlardan gelen taleplerin olumlu gelişmelere yol açtığını biliyoruz. 4. Avrupa Bakanlar Konferansında ise bu konunun önemli bir aşama kaydettiğini düşünüyorum.
Eşitlik mücadelesinde erkeklerden daha fazla katkı bekliyoruz. Çünkü çoğunlukla karar alıcı durumda olan onlardır. Erkeklerle bu konuda diyalog alanları açmamız, onları özel alanı paylaşmaya ikna etmemiz, bu olanağı onlara sağlamamız çok önemli görünmektedir.
Cinsiyete dayalı önyargıları değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Ayrıca toplumsal rolleri kadın ve erkekleri kısıtlayıcı olarak değil, her iki cinsiyeti de geliştirici olarak kullanmalıyız."
Konferans ülkemizin prestiji açısından olumlu geçti. Toplantının sonucunda kadın-erkek eşitliğinin demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olduğu vurgulandı. Bundan başka konuklar Türkiye'yi yakından tanıma imkânı bulmuş oldular.
Işılay Saygın aklına geleni aklına geldiği gibi önermeye kalkışmıyor. Konuyla ilgili altyapı çalışmasını tamamlıyor. Sözgelimi Türkiye'de kadın ve aile sağlığının iyileştirilmesine yönelik reform niteliğinde bir atılım mı düşündü?
Bu konu enine boyuna irdelenmeden gündeme getirilir mi? Ankara'da 26 Aralık 1997 günü geniş katılımlı toplantı düzenliyor. Toplantıya hükümet üyesi olarak Devlet Bakanı Salih Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay ve Sağlık Bakam Halil İbrahim Özsoy'un da katılmasını sağlıyor.
Bunların yanı sıra Diyarbakır, Şanlıurfa, Siirt, Mardin, Kilis, Van, Batman, Şırnak, Tunceli, Adıyaman, Gaziantep ve Hakkâri valilerini de eşleriyle birlikte Ankara'ya çağırıyor. Bir de gönüllü kadın kuruluşlarının yetkilileri var.
Ve kendi bakanlığının bütün uzmanları da diğer bakanlıkların uzmanlarıyla birlikte toplantıdalar, işte Türkiye'de Güneydoğu Anadolu Bölgesini Kapsayan Kadın Sağlığı Eğitim Seferberliği böyle bir önçalışmanın ardından başlatılıyor.
Bunca kişiyi resmi nikâha kavuşturan Işılay Saygın böyle mutluluk veren bir olayın kendi başından geçmiş olmasını hiç dilememiş midir? Elazığ Polisevi'nde toplu nikâh töreni vardı. Elazığlı kadınlar Işüay Saygın'ı gelin sandalyesine oturttular. Onu bir güzel süs-lediler. Başına oyalı bir yazma örttüler, eline de kına yaktılar.
Işılay Saygın "Darısı sizin başınıza" diyenlere gülümseyerek yanıt verdi.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.Böylece kadınlar hakkında olumsuz gelişmelere açık bu sorun giderilmiş oldu. Işılay Saygın pek çok kadından kutlama mesajları aldı. "Nüfus cüzdanımızı kullanma imkânını bize verdiniz" diyerek teşekkür ettiler.
Türkiye'miz Avrupa 4. Bakanlar Kurulu Konferansı'na ev sahipliği yaptı. 13 ve 14 Kasım 1997 günlerinde İstanbul'da düzenlenen konferansa toplam 176 kişi katıldı. Avrupa Konseyi'ne üye 40 ülkeden 38'inin katıldığı konferansta 17 ülke bakan düzeyinde, 21 ülke de müsteşar düzeyinde temsil edildi.
Ülke delegasyonlarının yanı sıra, Avrupa Konseyi kuruluşları, gözlemci ülkeler ve uluslararası kuruluş temsilcilerinin de hazır bulunduğu konferansın ana teması "Demokrasinin Temel Kriteri Olarak Kadın-Erkek Eşitliği" idi.
Işılay Saygın konferans sonunda özetle şunları söyledi:
"Hepimiz biliyoruz ki kadınların eşit şekilde katılmadığı ve temsil edilmediği bir siyasi sistemden gerçek demokrasi olarak söz etmek son derece zordur. Hepimizin bu konuya ağırlıklı olarak yapısal önlemlerle yaklaşmamız gerektiği hususunda aynı düşüncede olduğumuzu sanıyorum.
Bu çerçevede öncelikle kadınların eşit temsili için önündeki engelleri kaldırmamız; kadınlara daha fazla karar alma organlarında yer almaları ve seçilme imkânları sağlayan önlemleri almamız gerektiğini biliyoruz.
Bu konferansta bu amaçla hepimizin işbirliği yapmaya hazır olduğunu teyit ettik. Kadın-erkek eşitliğinin karşısında en büyük engelin, asırlardır erkek egemen kültür ve değerler olduğunu biliyoruz.
Toplumsal, siyasal ve kamusal yaşamın her alanına, toplumsal cinsiyet bakış açısını yerleştirmeden, gerçekçi aşamalar kaydetmek mümkün görünmemektedir. Burada medyaya ve sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Ama hükümetimizin de gelecek nesillere eşitlikçi bir dünya hazırlayabilmek açısından yapabileceği çok şey vardır.
Eşitlik tek taraflı sağlanamaz. Özellikle son birkaç yıldır eşitlik yönünde kadınlardan gelen taleplerin olumlu gelişmelere yol açtığını biliyoruz. 4. Avrupa Bakanlar Konferansında ise bu konunun önemli bir aşama kaydettiğini düşünüyorum.
Eşitlik mücadelesinde erkeklerden daha fazla katkı bekliyoruz. Çünkü çoğunlukla karar alıcı durumda olan onlardır. Erkeklerle bu konuda diyalog alanları açmamız, onları özel alanı paylaşmaya ikna etmemiz, bu olanağı onlara sağlamamız çok önemli görünmektedir.
Cinsiyete dayalı önyargıları değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Ayrıca toplumsal rolleri kadın ve erkekleri kısıtlayıcı olarak değil, her iki cinsiyeti de geliştirici olarak kullanmalıyız."
Konferans ülkemizin prestiji açısından olumlu geçti. Toplantının sonucunda kadın-erkek eşitliğinin demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olduğu vurgulandı. Bundan başka konuklar Türkiye'yi yakından tanıma imkânı bulmuş oldular.
Işılay Saygın aklına geleni aklına geldiği gibi önermeye kalkışmıyor. Konuyla ilgili altyapı çalışmasını tamamlıyor. Sözgelimi Türkiye'de kadın ve aile sağlığının iyileştirilmesine yönelik reform niteliğinde bir atılım mı düşündü?
Bu konu enine boyuna irdelenmeden gündeme getirilir mi? Ankara'da 26 Aralık 1997 günü geniş katılımlı toplantı düzenliyor. Toplantıya hükümet üyesi olarak Devlet Bakanı Salih Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay ve Sağlık Bakam Halil İbrahim Özsoy'un da katılmasını sağlıyor.
Bunların yanı sıra Diyarbakır, Şanlıurfa, Siirt, Mardin, Kilis, Van, Batman, Şırnak, Tunceli, Adıyaman, Gaziantep ve Hakkâri valilerini de eşleriyle birlikte Ankara'ya çağırıyor. Bir de gönüllü kadın kuruluşlarının yetkilileri var.
Ve kendi bakanlığının bütün uzmanları da diğer bakanlıkların uzmanlarıyla birlikte toplantıdalar, işte Türkiye'de Güneydoğu Anadolu Bölgesini Kapsayan Kadın Sağlığı Eğitim Seferberliği böyle bir önçalışmanın ardından başlatılıyor.
Bunca kişiyi resmi nikâha kavuşturan Işılay Saygın böyle mutluluk veren bir olayın kendi başından geçmiş olmasını hiç dilememiş midir? Elazığ Polisevi'nde toplu nikâh töreni vardı. Elazığlı kadınlar Işüay Saygın'ı gelin sandalyesine oturttular. Onu bir güzel süs-lediler. Başına oyalı bir yazma örttüler, eline de kına yaktılar.
Işılay Saygın "Darısı sizin başınıza" diyenlere gülümseyerek yanıt verdi.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder