Ateş Laneti, Gece Prensi Serisi 1
Ateş Laneti, Gece Prensi Serisi 1, Jeaniene Frost | Artemis Yayınları, Fantastik Roman, Çeviren Bilge Gündüz, 392 sayfa, 9786051423494, Temmuz 2013.
Ateş Laneti, fantastik romanların yetkin yazarı Jeaniene Frost'un yeni kitap serisi olan Gece Prensi serisinin ilk kitabıdır. Gece Avcısı roman serisiyle tüm dünyada çok sevilen yazarın bu yeni serisi de ülkemizde Artemis Yayınları tarafından basılıyor...
Ateş Laneti, yaşamını altüst eden trajik bir kazadan sonra bir tür değişime uğrayan Leila'nın hikâyesiyle başlıyor. Bu kazadan sonra fark ettiği ilk gerçek de elektriği kontrol edebilme yeteneğiydi. Leila artık yapayalnız kalmak zorunda olduğunu düşünürken gecenin yaratıkları onu kaçırır ve dünyanın en meşhur vampiri Vlad Tepesh'e ulaşması için zorlarlar...
Ateş Laneti'nde, Vlad'ın ateşi kontrol edebilme yeteneği onu diğer vampirlerden ayırıyor ve bolca düşman kazanmasına neden oluyordu. Düşmanları ona karşı Leila'yı kullanmayı düşünmüşler; ancak Leila ve Vlad'ın arasında bambaşka bir hikâye doğacak...
Gece Prensi serisinin bu birinci kitabı Ateş Laneti'ni okuduktan sonra serinin devamını soluk soluğa bekleyeceksiniz...
Ateş Laneti, Gece Prensi Serisi 1'den tadımlık bir okuma parçası sunuyoruz...


- Bir -
Bisikletimi restoranın önüne park ettim ve üst dudağımdaki teri sildim. Hava, içinde bulunduğumuz ocak ayında mevsim normallerinden daha sıcaktı ama bir Florida kışında ter dökmek, kuzeyde olup da donmaktan daha iyiydi. Saçımı büküp topuz yaptım ve uzun, siyah saçlarımdan kurtulan ensem serinledi. Alnımı son bir kez silip restorana girdim ve masalara hiç bakmadan dikkatimi bardaki müşterilere yönelttim. Tek bir bakışta, müşterilerin çoğunun boyunun, birkaç istisna dışında ortalama uzunlukta olduğunu gördüm. Kahretsin! Marty burada değilse takılmayı en çok sevdiği ikinci mekana gitmem gerekecekti ve yağmur yağacak gibi görünüyordu. Masaların arasından geçerken kimseye sürtünmesin diye sağ elimi bacağıma yapışık tutmaya dikkat ettim. Ya öyle yapacak ya meraklı yabancıların soru sormasına sebep olan, hantal, elektrik geçirmeyen eldiveni takacaktım. Bara ulaştığımda, bana yer açmak için kayan, piercingli, dövmeli adama gülümsedim.
"Marty'yi gördün mü?" diye sordum.
Dean başını iki yana sallayınca, burun deliklerinden kulaklarına dek uzanan zincirler şıngırdadı. "Henüz değil. Ama zaten yeni geldim."
"Raquel?" diye seslendim. Barmen kız dönünce, turistlerin çaktırmadan ya da çaktırarak baktıkları güzel ama sakallı yüzünü gördüm.
"Her zamankinden mi Frankie?" diye soran kız, bir şarap kadehine uzandı.
Bu benim gerçek adım değildi ama bugünlerde onu kullanıyordum. "Bu sefer değil. Marty'yi arıyorum."
"Daha gelmedi," dedi kız.
Raquel, neden aynı soruyu sormak için bizzat gelmek yerine telefon etmediğimi sormadı. Kışı Gibsonton'da geçiren karnaval çalışanları, durumumu bilmiyormuş gibi davransalar da Marty dışında hiçbiri bana dokunmaya yeltenmezdi ve hava nasıl olursa olsun beni bisikletimle gördüklerinde arabalarına almayı teklif etmezlerdi.
İçimi çektim. "Gelirse onu aradığımı söyler misin?" Alıştırma yapmaya iki saat önce başlayacaktık. Ölü sezon, Marty'yi katı, disiplinli bir partnerden sık sık tembellik yapan birine dönüştürürdü. Onu bir an önce bulmazsam laftan anlamaz hale gelecek, bütün geceyi dışarıda geçirip içki içecek, millete karnavalların eski, güzel günleriyle ilgili hikayeler anlatacaktı.
---
Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.
%30 indirimle;
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.
kitap
KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder