25 Eylül 2013 Çarşamba

Edebiyatta Ermeniler

Edebiyatta Ermeniler

Edebiyatta Ermeniler, Murat Belge tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | İletişim Yayınları, Siyaset Politika, 256 Sayfa, 9789750512421, Eylül/2013





Kitabın 7. ve 8. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Bilgi Üniversitesi'nde Osmanlı Ermenileri üstüne toplantımızı 2005'te yapmıştık. Bu, Türkiye'de çığır açan bir toplantı oldu. Ama burada o toplantının tarihî önemini anlatmaya çalışmayacağım; o iki gün içinde birkaç kere işittiğimi hatırladığım bir hikâye anlatacağını.
Baskın Oran yanılmıyorsam oradaki konuşmasında anlattı: lise çağında Amerika'ya gitmiş, bir yıl okumuş. Oradayken, akranı bir Ermeni genç ona hakaret etmiş, "katil" filan demiş. İlk olarak, bu saldırı vesilesiyle Baskın Türkiye'nin tarihinde Ermeni Kıyımı diye anılan bir olay olduğunu öğrenmiş. Toplantıdaki konuşmasına bu anekdotu anlatarak başladı. Galiba bir iki kişi daha bunun benzerini anlattı. O toplantıda değilse de, üç aşağı beş yukarı aynı hikâyeyi birkaç kere dinlediğimi hatırlıyorum: Amerika'ya ''talebe mübadelesi" programıyla gidiş, orada bir Ermeni öğrenci v.b...
Benim hikâyem birazcık/değişik. 1960'ta ben de AFS programıyla Amerika'ya gittim. Massachusetts'te, Glouces-ter adında bir kıyı kasabasında bir ailenin yanma yerleştim. O kasabaya bağlı, Aımisquam köyünde. Aklımda kaldığına göre semestre tatiliydi, evlerinde kaldığım Mrs. Wheeler ile yürüyüşe çıkmıştık. "Bizim köye bir Ermeni karı-koca gelip yerleşti" diye haber verdi Mrs.Wheeler. Belki ne tepki vereceğimi de merak etmişti. Pek bir tepki vermedim, "Ya... Öyle mi?" dedim diye hatırlıyorum, ama içimden. "Eyvahlar olsun" dedim. "Şimdi bana saldırır, lanetlerler mi? Kalıcı bir tatsızlık haline gelir mi bu?"

İçimden bunları geçildim, çünkü ben biliyordum. Baskın ve birçok arkadaşını, yaşıtım bilmezken ben nereden biliyordum? Herhalde, siyasetle. Türkiye'nin siyasi tarihiyle içli dışlı olmuş bir aileye doğmuş olduğum için. Babanı Demokrat Parti'nin bir numaralı yayın organının (Zafer), büyük dayım Yakup Kadri CHP'nin bir numaralı yayın organının (Ulus) "başyazarı" idi. Bu demektir ki aralarında epey bir görüş farkı olmalı. Nitekim vardı. Hernekadar Kadro'yu çıkaran ekip içinde ikisi birlikte bulunsa dahi, bu tarihlerde ciddi görüş farkları vardı. Ama geçmişte bir Ermeni Kıyımı olduğu, bunun feci bir şey ve Türkiye için bir yüzkarası olduğu konusunda bir görüş ayrılıkları yoktu. Ailede veya yakın çevrede, başkalarının da bundan ayır bir düşüncesi yoktu. Babanım babası Asaf Bey 1909'daki kıyımda Cebelibereket kaymakamıydı. O da, "Ermeni Kıyımı olmadı" demez, "Ben yapmadım" derdi. Ermenilerin de milliyetçi olduğunu, bağımsızlık için silâhlandığını söylerdi. Benim çocukluk yıllarımda "Yalandır! İftiradır! Böyle bir şey olmadı!" kampanyası da başlamamıştı. Her gün oturup bunu konuşmazdık elbette, ama konu açılınca da herkes aynı şeyi söylerdi. "Tehcir" filan da denmezdi; kendimi bildim bileli, olayın adı "Ermeni Kıvınn"ydı. "Genosid" terimini ise henüz işitmemiştik.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder