Kitabın 57.sayfasından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Cenap Şehabeddin Bey'in Hitabesi
Bu büyük memleketin dimağını elli seneden beri güzellik ve büyüklük ziyalarıyla tenvir eden bir dehâet güneşi mü-vacehesindeyiz. Abdülhak Hamid büyük şairlerimizin en büyüğüdür. Yarım asırdan beri cümle-i edebiyemizin şems-i merkezîsi o idi. Türk'ün tarih-i zekâsında o başlı başına bir safha-i tekâmül teşkîl eder.
Mazi onun mimar-ı heykeli, bugün şu ihtifal samimi bir müessis-i heykeli ve istikbal bir kürsi-i heykelidir. Bu ihtifale samimi diyorum, çünkü onun cemaat-i zahiresi heyet-i hâzıramız, fakat cemaat-i hakîkiyesi silahı ve kalemi, sabanı ve destgâhı kalbi ve dimağı ile bütün vatan ve bütün millettir.
Hamid'in dehası kendisi için, mısraları ve cümleleri etrafındaki ruhlar için velûddur. Her eseri atide doğacak bir kütüphane-i edebiyatı taşır.
Bundan yetmiş beş sene evvel kış İstanbul ufkundan çekilmek üzere idi. Bir şubat sabahı güneş sisler arasından sıyrılmadan evvel Bebek sahilinde hazırlanan bahar mukaddematı ile birlikte Abdülhak Hamid doğdu. Gözleri arzın ilk manzarası olarak Boğaziçi'nin güzelliğini görmüştü. Bebek koyundaki dalgacıklarla beraber ağlayan bu bebek birkaç sene sonra zekâsının girye ve teranesine bütün Türk afakini sığdıracaktı.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder